Bağların Kalbinde, Lezzetin İzinde; Urla
Urla’da bir bağın ortasında başlayan hikâye, tabağınızdaki otun köklerine, bir damla zeytinyağının hatırasına kadar uzanıyor. Yazarımız Aynur Tattersall’ın kalbinden sofrasına uzanan bu lezzet yolculuğuna hazır mısınız?

Seyahat yazarı ve gurme gazeteci olarak yıllardır dünyanın dört bir yanındaki sofralara konuk oldum; Londra'dan Beyrut'a, Paris'ten İstanbul'a… Farklı kültürlerde tattığım yemeklerin bana öğrettiği en önemli şey; gerçek lezzet, ait olduğu toprağın ruhunu taşıyan lezzettir.
Bu yolculuklarda hep aynı sorunun peşindeyim:
Bir yerin ruhu, yemeğine nasıl yansır?
Ben bu sorunun cevabını Urla'da buldum.
Urla: Yavaşlayan Zamanın Sofrası
Urla, son yıllarda yalnızca Türkiye'nin değil, dünyanın da dikkatini çeken bir gastronomi rotasına dönüştü. Zeytin ağaçlarının gölgesinde yazılan tarifler, taş fırınlardan yükselen kokular ve doğayla uyum içinde hazırlanan yemekler burada hayat buluyor. Benim için Urla'da sofraya oturmak; bağda taş bir duvarın gölgesinde, zamanın yavaşladığı anlarda lokmalar ve dostluklar biriktirmek demek. Bir kalamarın içindeki sürprizi, bir marulun üstünde yükselen dumanı ya da bir karidesin kabuğunda gizlenen deniz tuzunu fark etmek…
Yani burada lezzetle buluşmak, yalnızca karnını doyurmak değil; doğaya saygı göstermek, yerelin kıymetini anlamak ve anı sofraya taşımaktır.
Benim hikâyem de burada, bir zeytin ağacının gölgesinde başladı. Yıllar sonra bir zeytinliğin ortasında kök salarak Urla'da bir ev yapmaya karar verdim. Çünkü burada yalnızca yemek değil; zamanın ağırlaştığı, bağın kokusunun sofraya karıştığı, her lokmanın anlam kazandığı bir yaşam var. Her sofrada, bir parça otlu peynirde bu hikâye devam ediyor. Bu yazıda sizi Urla'daki en özel lezzet duraklarıma götürmek istiyorum. Urla, günün her saatine yakışan bir masa kurabilen nadir yerlerden biri. İşte sabah kahvaltısından akşam yemeğine kadar en sevdiğim duraklar:
Kahvaltının Büyüsü: Urla'da Yeni Güne Başlamak
Konal Taş Fırını
Geleneksel pişi ve sıcak ekmek kokusuyla güne başlamak isteyenler için sıcacık bir durak. Alt katı taş fırın, üst katı kahvaltı salonu. Aşağıdan gelen ekmek kokusu büyüleyici; her fırsatta uğradığım bir yer.
Léone Patisserie
Fransız kruvasanları, tereyağlı hamur işleri ve kaliteli kahve sevenler için sade ve zarif bir adres. Tam buğday ekmekle hazırlanan avokadolu tostlar sağlıklı seçenek arayanlara hitap ediyor. Eve dönerken zerdeçallı ekmek almadan gitmiyorum. Sahibi, Fransız asıllı Tuba Gürgan, sabah 3'te kalkıp kruvasanları kendi elleriyle hazırlıyor.
Hanedan Kahvaltı
Pastırmalı yumurtası, peynir çeşitleri ve pişileriyle hem geleneksel hem doyurucu bir kahvaltı sunuyor. Yıllardır değişmeyen bir lezzet. Doğanın içinde kahvaltı yapmak istediğimde ilk tercihim burası oluyor. Alper'i bulun mutlaka; mekânın yıldız ismi. Size özel kahvaltıyı güleryüzle masanıza getiriyor. Hem servis hem lezzet konusunda asla şaşırtmaz.
Denizaltı Urla
Urla İskele'de, sabah kahvaltısı için denize bakan sessiz bir masa… Menü sade ama yeterli; peynir, zeytin, sıcak ekmek ve dalga sesleri.
Akşam saatlerinde günbatımının ışığı suya vurduğunda zaman biraz daha yavaşlıyor. Birkaç meze ve sessiz sohbetler… Günü karşılamak ya da uğurlamak için huzurlu bir adres.
Öğle Molası: Sakinlik ve Sadelik
Beğendik Abi
Michelin Rehberi'nde yer alması şaşırtıcı değil. Tencere yemekleri ve zeytinyağlılarıyla gerçek bir Ege mutfağı sunuyor. Ne zaman ev yemeği özlesem, ilk aklıma gelen adres. Kurucusu ve şefi Handan Hanım her zaman mutfakta; yemeklerin kalitesinden ödün vermemek için birebir ilgileniyor. Rafine bir sadelikle sunulan lezzetleriyle, Urla'nın ev sıcaklığını hissettiren bir yer.
Çınaraltı
Demircili yolu üzerinde, doğayla iç içe, az masalı samimi bir mola noktası. Anne köftesi, taptaze salatalar ve civardaki sebze tezgâhlarıyla doğal bir atmosfer sunuyor.
Fırın Vurla
Tatlı bir öğle kahvesi, sağlıklı bir salata ya da taptaze malzemelerle hazırlanmış modern atıştırmalıklar için ideal. Özellikle tatlılarını denemenizi tavsiye ederim.
Akşam Sofraları: Işığın ve Lezzetin Dansı
Çakır Bağ Evi
Urla'nın en özel bağlarından birinde, kendi zeytinyağını ve peynirini üreten bir aile işletmesi. Sevinç ve Birol'un kurduğu bu bağ evi, doğayla zarif bir uyum içinde yaşıyor. Tabağınıza gelen her malzeme ya bağdan ya da komşu bahçeden geliyor. İsli Yedikule Salatası, klasik bir yeşil tabağın nasıl gastronomik bir deneyime dönüşebileceğini gösteriyor, döküm tavada ızgara edilmiş marullar, ev yapımı ançuez sosla buluşuyor. Kavrulmuş fındık, parmesan ve zeytinyağıyla son dokunuş yapılıyor.
GIA
Ayşe Hanım Konağı'nın içinde, Sezer Dermenci'nin vizyonuyla yükselen bu restoran İtalyan zarafetini Ege'nin cömertliğiyle birleştiriyor.
Kalamar klanca; dışı çıtır, içi yumuşak kalamar; ada limonu ve fırınlanmış domates sosuyla birlikte bir başyapıt. Deniz ürünlerinde bir numara. Ev yapımı yanık yoğurdu efsane. Tatlılar gecenin son sürprizi; kavrulmuş fındık ve incir tatlısı, gelenekseli modernle nasıl harmanladıklarını gösteriyor.
Denizaltı Port
Urla İskele'de, deniz kıyısında, gösterişten uzak ama lezzetiyle ön plana çıkan bir mekân. Balık çorbası ve mezeleriyle sade ama etkileyici bir menü sunuyor. Denize karşı bir şeyler atıştırmak için günün her saati uygun.
OD Urla
Michelin Rehberi'nde yer alan ve gastronomi sahnesine damgasını vuran restoranlardan. Şef Osman Sezener'in doğa ve ateş temelli mutfağı, kendi tarlalarından ve yakın çevreden gelen malzemelerle hayat buluyor. Menü mevsime göre değişiyor ama tütsülenmiş pancar, odun ateşinde pişmiş kuzu ve taze otlarla sunulan yaratıcı tabaklar her daim imza nitelikte. Sadelik ve derinlik arayanlar için ideal.
Akın'ın Yeri – Özbek'te Deniz Kokusuyla Gelen Sofra
Özbek Köyü'nde, limanın hemen yanında, gösterişsiz ama güvenilir bir balıkçı. Menüde büyük sürprizler yok ama balık taze, ortam huzurlu… Birkaç meze, ızgara kalamar ya da levrek söylersiniz, gerisini deniz ve rüzgâr tamamlar. Her gidişimde aynı sadeliği ve içtenliği hissediyorum.
Vino Locale
Urla'nın bağlarından, köy pazarlarından ve tarlalarından ilham alan yaratıcı bir mutfak. Enginar dolması, keçi yoğurduyla fermente edilmiş zeytinyağlı kavun turşusu gibi şaşırtıcı tabaklarla geleneksel Ege mutfağını modern bir zarafetle yeniden tanımlıyor.
Levan
Tarlaların ortasında kurulmuş bu restoran; sakinliği, zarafeti ve mutfağındaki duygusal diliyle öne çıkıyor. Vişneli yaprak sarması hem görsel hem lezzet açısından unutulmaz. Sessiz ve düşünceli bir yemek akşamı için ideal durak.
Teruar Urla
Michelin yıldızını alan Urla'daki ilk restoranlardan biri. Bağların ortasında, taş duvarlı bir binada hizmet veriyor. Ege ve Fransız mutfağını sade ama çok katmanlı tabaklarla buluşturuyor. Sessiz ama etkileyici bir akşam için ilk tercihlerimden.
Gula Urla
Deniz ürünlerine odaklanan bu modern restoran, Michelin listesine girmeyi başarmış. Her tabakta denizin tuzu ve şefin hayal gücü buluşuyor. Kuşçular yolu üzerinde, ulaşımı kolay ama mutlaka önceden rezervasyon yapılmalı.
Narımor
Michelin Rehberi'nde Türk Mutfağıkategorisinde yer alan restoranlardan. Zeytinyağlılar, etli dolmalar ve nar ekşili tabaklar özenli sunumlarla tabakta hayat buluyor. Gelenekten kopmadan şık bir akşam yemeği sunuyor.
Aslında Meyhane
Klasik meyhane deneyimini çağdaş bir yorumla yaşamak isteyenler için doğru adres. Mezeler alışıldık gibi görünse de her biri özgün bir dokunuş taşıyor. Gürültüsüz ama karakteri güçlü bir meyhane deneyimi.
Urla'daki gerçek tatlar, bağdan tabağa değil; kalpten sofraya geliyor.
Ve bu sofralar hem damağı hem de ruhu besliyor. Urla'da yalnızca restoranlar değil, tariflerin kendisi de birer anlatı.
Sofra’da Bu Ay
- Hızlı Hafta 7 Güne Pratik Tarifler
- Zeynep Dinç'ten Elmalı Ilık Sonbahar
- İnci Bak'tan Uskumrulu Tabaklar
Bakmadan Geçmeyin

Rize Yaylalarının Büyülü Dünyası
Sislerin ardına gizlenmiş taş evler, şırıl şırıl akan dereler ve yayla sofralarında yoğrulan gerçek hikâyeler... Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde başlayan bu yolculuk, doğayla, kültürle ve insanla kurulan samimi bir bağ sunuyor. Yalnızca bir rota değil; kalbe işleyen bir deneyim.
Gaziantep'in Lezzet Durakları
Gaziantep, Türkiye’nin mutfak kültürü açısından en zengin şehirlerinden biri olarak öne çıkar. Tarihi geçmişi, farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan kültürel yapısıyla birleşince, ortaya çıkan lezzetler adeta bir gastronomi cenneti oluşturur. Ayşe Ece Aktürk ile şehrin en meşhur ve lezzet duraklarını keşfederken, hem damak tadınıza hem de kültürel deneyiminize hitap edecek bir yolculuğa çıkacaksınız.