Akdeniz’in Tarih ve Lezzet Durağı; Malta

Akdeniz’in tam kalbinde, masmavi denizle çevrili küçük ama büyüleyici bir ülke düşünün… Tarihin her döneminden izler taşıyan sokakları, kaleleri, sarı taş mimarisi ve deniz ürünleriyle bezeli sofrasıyla Malta; keşfetmesi keyifli bir ada. Üstelik birkaç gün içinde hem tarihle buluşacağınız hem de denizin tadını çıkaracağınız benzersiz bir rota sunuyor.

Akdeniz’in Tarih ve Lezzet Durağı; Malta

Tarihin Peşinde Bir Ada Turu

Malta'nın başkenti Valletta, adaya adım atar atmaz kendinizi bir açık hava müzesinde gibi hissettiren bir şehir. St. John's Co-Cathedral, yalnızca bir ibadethane değil; Barok sanatın en şaşalı temsilcilerinden. Caravaggio'nun eserlerine yakından bakarken hayran kalmamak mümkün değil.

Sokaklarda yürürken sarı taş binalar, daracık merdivenli yollar ve denize açılan balkonlar size sürekli yeni bir fotoğraf karesi sunuyor. Şehri en güzel gören noktalardan Upper Barrakka Gardens, Grand Harbour manzarasıyla mutlaka uğranması gereken bir seyir terası.

Valletta'nın karşısında yer alan Üç Şehir (Three Cities) ise şövalyeler tarihinin hala canlı kaldığı bir bölge… Biraz daha sakin, biraz daha gizemli.

Adaya gelenlerin bir diğer vazgeçilmezi: Mdina, yani 'Sessiz Şehir'… Orta Çağ atmosferi, taş sokakları ve yüksek şehir surlarıyla zamanın durduğu bir sahne gibi. Gün batımında şehrin rengi değişir; içeriye giren her adım, bir film sahnesi gibi görünür.

Ve tabii Gozo Adası… Ünlü Azure Window artık yok ama adanın doğası hala başlı başına cezbedici. Kıyı şeridindeki küçük koylar ve turkuaz sular, yorgunluğu unutturuyor.

Malta'nın Lezzet Durakları: Denizden Gelen Sofra Hikayesi

Malta mutfağı, Akdeniz'in en keyifli tatlarını bir araya getiriyor. İtalyan etkisi güçlü ama ada yaşamı sayesinde özgün bir karaktere sahip.

İlk önerim, adanın imza lezzetlerinden rabbit stew (tavşan yahnisi). Geleneksel tariflerle hazırlanan bu yemek; hem yerel kültürü tanıma hem de farklı bir lezzet deneme fırsatı sunuyor. Bu lezzetin en meşhur adreslerinden biri Nenu the Artisan Baker — Valletta sokaklarında sizi otantik bir sofraya davet ediyor.

Deniz ürünleri sevenler için Malta tam bir cennet…

Valletta limanı çevresindeki restoranlarda seftalja, balık çorbası ve taze kalamar mutlaka denenmeli. Denizin huzurlu sesleri eşlik ederken Cafe Cordina'da kısa bir mola verip badem tatlılarını tadabilirsiniz.

Biraz daha modern sunum arayanlara Caviar & Bull doğru adres. Yaratıcı tabaklar, şık bir akşam yemeği ve etkileyici bir marina manzarası sunuyor.

Börek benzeri pastizzi ise günün her saati karşılaşacağınız bir sokak lezzeti. Sıcak sıcak çıktığında, peynirli ya da bezelyeli seçenekleriyle ayakta yemek bile çok keyifli. Bunun için Crystal Palace Pastizzeria adanın klasiklerinden.


Malta'nın tej Kinnie isimli hafif acı tatlı gazlı içeceği… Güneşli bir öğleden sonrasında deniz kenarında içildiğinde ada ruhu için birebir.

Sofra’da Bu Ay

  • İlham Veren Konuklarla Aynı Sofra'da
  • Geçmişten Geleceğe Gastronomi
  • Zeynep Dinç'le Yaş Günü Özel: Kutlama Tatlıları
ve Daha Fazlası ...

Bakmadan Geçmeyin