Denizden Toprağa Uzanan Bir Hayal; Kaptan’ın Ceviz Çiftliği
Babasının ‘Denizden Toprağa Uzanan Hayaline’ ortak olup ‘Kaptan’ın Ceviz Çiftliği’ markası adı altında temiz tarımla ceviz ve yan ürünler üreten Ayşe Selin Varol’un hikayesini gelin kendisinden öğrenelim…

Kaptan'ın Ceviz Çiftliği'nin hikayesini bizimle paylaşır mısınız? Neden ceviz, neden Muğla, neden bu isim?
Kaptan'ın Ceviz Çiftliği; bir hayalin kök salışı her marka bir hikaye anlatır. Kaptan'ın Ceviz Çiftliği, sadece bir üretim alanı değil, doğaya, emeğe ve sürdürülebilir yaşama duyulan saygının bir yansımasıdır. Bu yolculuk, bir denizcinin hayaliyle başladı. Babam yıllarca denizlerde yönünü yıldızlarla bulmuş bir kaptandı. Gökyüzünün sonsuz maviliğinde yol alırken içinde hep toprağa dokunma özlemi vardı. Emekli olduğunda, doğaya ve emeğe olan sevgisini, karada kök salan bir mirasa dönüştürmek istedi. Onun hayali sadece ceviz ağaçları dikmek değildi. Doğanın dengesini koruyarak üretim yapmak, toprağı geleceğe taşımak ve sürdürülebilir bir tarım anlayışıyla yeni nesillere ilham vermek istiyordu. Üzerinden 60 yıl geçmesine rağmen ilkokulda tarım projesine aldığı övgüden gururla bahseder. Çünkü onun için tarım, yalnızca üretim değil; sevgiyle, emekle ve doğaya duyulan saygıyla yapılan bir sanattı. Ama bu hayal sadece babama ait değildi. Annem de en az onun kadar bu toprağa emek verdi. Babam ceviz fidanlarını büyütürken, annem de bizi büyüttü. Aile olmanın, birlikte üretmenin, zorluklarla omuz omuza mücadele etmenin ne demek olduğunu bu süreçte öğrendik. Çiftliğimiz sadece ağaçlardan değil, yıllar içinde birlikte kurduğumuz bir düzenden, sevgiyle büyüttüğümüz bir aileden oluşuyor. Babam toprağı işlerken, annem mutfakta bu emeği lezzete dönüştürdü. Bugün ürettiğimiz her katma değerli ürün, onun yıllarca geliştirdiği tariflerden, sabırla denediği reçetelerden doğdu. Biz de iki kız kardeş bu hayali devraldık ve Kaptan'ın Ceviz Çiftliği'ni, gelenekle yeniliği buluşturan bir marka olarak büyüttük. Kaptan'ın Ceviz Çiftliği olarak, yalnızca ürün sunan bir üretici değiliz; doğa ile uyum içinde yaşamanın mümkün olduğunu gösteren bir yaşam biçimini temsil ediyoruz.
Ceviz üretiminde bahçeden sofraya kadar olan süreci bizimle paylaşır mısınız?
Bu yolculuk, doğanın ritmine kulak vererek ve yerli tohumlarımızın değerini bilerek başlıyor. Türkiye, cevizin anavatanı olmasına rağmen bugün market raflarında çoğunlukla ithal cevizler yer alıyor. Ancak biz, toprağımıza ait olanı korumayı ve yerli cevizimizin benzersiz aromasını, yüksek yağ oranını hiçbir zirai kalıntı olmadan sunmayı önemsiyoruz. Çiftliğimizde yetişen cevizler ithal cinslerden farklı olarak Eylül'de değil, Temmuz ayında hasat ediliyor. Çünkü bizim cevizin kökleri bu topraklara ait. Her hafta farklı bir cinsi toplayarak Ekim ayına kadar süren bir hasat dönemimiz var. Hasat süreci, modern teknikleri geleneksel yöntemlerle harmanladığımız bir dayanışma içinde ilerliyor. Traktörün kuyruk miline bağladığımız halat yardımıyla ağaçları silkeliyor, ardından köydeki kadınlarla el birliğiyle sergilerden kaldırıyoruz. Kurutma süreci de özel bir özen gerektiriyor; uygun nem dengesinin sağlandığı makinelerde yapılan kurutma, cevizlerin kalitesini ve besin değerini koruyarak ideal koşullarda kurutulmasını sağlıyor. Hasat ettiğimiz cevizleri taze olarak satışa sunuyoruz. Üstelik çiftliğimize geldiğinizde 'Bu ağaç benim olsun' diyebiliyor, seçtiğiniz ağacın mahsulünü isterseniz sizinle birlikte topluyoruz. Dilerseniz siz bahçede çayınızı yudumlarken biz cevizlerinizi silkeleyip yeşil kabuğundan ayırıyor ve size teslim ediyoruz. Böylece, cevizinizin tam olarak nereden ve nasıl geldiğini bilerek en doğal haliyle tüketebiliyorsunuz.
Organik ya da iyi tarım ürün sertifikalarınız var mı? Bu sertifikaları alırken hangi süreçlerden geçiyorsunuz?
Kimyasal ilaç kullanmıyoruz. Toprağımızın dengesini bozacak endüstriyel gübreler de kullanmıyoruz. Bahçemiz, içinde özgürce dolaşan tavuklarımızla, doğanın sunduğu doğal dengeyle büyüyen bir yaşam alanı. Ancak, sadece kendi üretimimizle sınırlı kalmıyoruz. Kardeşim Hale ziraat mühendisi, eşi ise gıda mühendisi. İyi tarımı yaygınlaştırmak ve çevremizdeki üreticileri bilinçlendirmek için öncülük ediyoruz. Sürdürülebilir tarımı desteklemek adına, çevremizdeki üreticilere mentorluk yapıyor, onların da iyi tarım uygulamalarına geçişini sağlamak için ürünlerini alma garantisi sunuyoruz. Böylece yalnızca kendi ürünlerimizi değil, çevremizdeki iyi tarım sertifikalı ürünleri de işleyerek tüketicilerle buluşturuyoruz. İyi tarım sertifikasyon süreçleri ciddi bir denetim ve titizlik gerektiriyor. Biz, bu sürecin zorluklarını yakından biliyor ve çevremizde iyi tarım ekosistemini büyütmek için çalışıyoruz. Biorootzo markamız altında ise organik sertifikalı üretimler gerçekleştiriyoruz. Böylece, farklı beklentileri karşılayabiliyor ve tüketicilere güvenilir seçenekler sunabiliyoruz.Bugün, Avrupa Birliği projelerinde örnek bahçelerden biri olarak gösteriliyoruz ve Slow Food üyesi olarak doğaya saygılı üretim anlayışımızı sürdürüyoruz.
Sürdürülebilir tarım uygulamalarını kullanıyor musunuz?
Evet, sürdürülebilir tarım uygulamaları kullanıyoruz. Çünkü biz, doğanın sunduğu her şeyin kıymetini biliyor ve gelecek nesillere sağlıklı bir çevre bırakmayı amaçlıyoruz. Bu doğrultuda, aşağıdaki sürdürülebilir uygulamaları benimsiyoruz:
* Bahçemizde hiçbir kimyasal ilaç kullanmıyoruz. Doğal dengeyi bozmadan, toprağın ve çevrenin sağlığını koruyarak üretim yapıyoruz.
* Sıfır ziraat müdahalesi kapsamında bahçemizde sert budama, ilaçlama veya endüstriyel gübreleme gibi herhangi bir ziraat müdahalesi yapmıyoruz. Her şey doğanın akışına bırakılıyor, ağaçlarımız ve toprak kendi doğal süreçlerinde büyüyor.
*Üretimimizde yerli ve ata tohumlarını kullanıyoruz. Bu, hem tohum çeşitliliğini korumak hem de yerel ekosisteme uyumlu üretim yapmak açısından çok önemli.
* Cevizlerimiz, ülkemizin topraklarında yetişen yerli çeşitlerdir. Bu sayede, hem yerli cevizlerin yüksek aromalarını koruyoruz hem de ithal cevizlerden farklı olarak tamamen doğal ve katkı maddesiz bir ürün sunuyoruz.
* Sulama sistemlerimiz suyu verimli bir şekilde kullanmak üzerine kuruludur. Yağmur suyu toplama sistemleriyle damla sulama yaparak, su kaynaklarının verimli kullanımını sağlıyoruz.
* Bahçemizde sadece ceviz yetiştirmiyoruz. Farklı meyve ağaçları, sebzeler ve serbest dolaşan tavuklarla biyoçeşitliliği destekliyoruz. Bu, ekosistemin dengesini bozmadan daha verimli ve sürdürülebilir bir tarım yapmamıza yardımcı oluyor.
* Sürdürülebilir tarım anlayışımız, toplumsal sorumluluk bilinciyle de destekleniyor. Kırsal alanda kadın istihdamını destekliyor, adil ve şeffaf bir iş modeli benimsiyoruz.
* Çiftlikte sıfır atık felsefesiyle çalışıyoruz. Her türlü atığı geri dönüştürerek, hem çevreyi koruyor hem de doğal kaynakları verimli kullanıyoruz.
* Slow Food hareketinin bir parçasıyız ve bu felsefeyi üretimimize de yansıtıyoruz. Yavaş ama kaliteli üretim anlayışını benimseyerek, her ürünümüzü özenle ve doğa ile uyum içinde üretiyoruz.
Ceviz çeşitleri hakkında bilgi verir misiniz? Bu çeşitler arasındaki farklar nelerdir?
Türkiye, ceviz yetiştirme konusunda zengin bir mirasa sahip ve her bir ceviz çeşidi, doğanın sunduğu koşullar doğrultusunda kendine özgü karakteristik özellikler taşır. Bizim deyişimizle tarım bir açık hava fabrikasıdır ve Yalova 1-3-4, Kaman 1-4- 5, Kaplan 86, Şebin, Yavuz 1 ve Aşısız gibi yerli cevizlerimizin her biri, farklı çiçeklenme dönemi, renkleri, dolgunlukları ve tatları açısından birbirinden ayrılır. Cevizlerimiz, toprağın nem dengesinden, su kaynaklarının durumuna, güneş ışığının açısına, rüzgarın etkilerine kadar pek çok faktörün birleşimiyle yetişir. Bu da, her bir cevizin kendine has özelliklerini oluşturur. Her seferinde farklı bir tat, farklı bir doku ve doğal güzellik sunar. İşte bu çeşitlilik, ürünlerimizin en değerli yönlerinden biridir.
Ceviz alırken nelere dikkat etmeliyiz? Aldığımız cevizin iyi ve kaliteli olduğunu nasıl anlarız?
En önemli faktör, ürünün yerli olması ve doğal yöntemlerle yetiştirilmiş olmasıdır. Bizim gibi yerli üreticiler, cevizlerini ilaçlama veya endüstriyel gübreleme yapmadan, doğanın akışında yetiştirir. Bu, cevizin lezzetini ve sağlığını doğrudan etkiler. Ayrıca aflatoksin analizinin yapılmış olması da güvenilirlik açısından oldukça önemlidir. Cevizlerin güvenli ve sağlıklı olduğundan emin olmak için, bu tür analizlerin yapılmış olması gerekir. Bizim gibi üreticiler, sadece cevizin kalitesine değil, aynı zamanda o cevizin nasıl yetiştirildiğine de önem verir. Web sitemizde, çocuklarımıza yiyeceğin nereden geldiğini anlatmak adına, ürünlerimizin hikayelerini paylaştığımız bir etkinlik sayfası sunuyoruz.
Aldığımız cevizi ne kadar süre ile ve nasıl saklamalıyız?
Aldığınız cevizin saklama süresi, ailenizin tüketim alışkanlıklarına göre değişebilir. Bazı aileler, hasat dönemi başladığında yıl boyunca tüketecekleri cevizi temin eder ve doğru koşullarda saklayarak tüm yıl boyunca taze kalmasını sağlarlar. Diğer aileler ise cevizi azar azar alarak tüketir. Biz, cevizlerimizi her talebe göre kabuğundan taze taze ayırıyoruz. Cevizinizi uzun süre saklamak için, serin, kuru ve karanlık bir ortamda muhafaza etmek en doğrusu olacaktır. Ayrıca kabuklu ceviz daha uzun süre dayanabilir, ancak kabuksuz iç ceviz, hava almayan kapalı bir kutuda saklandığında taze kalacaktır. Böylece, doğru saklama koşulları altında, taze cevizin besin değerlerinden faydalanabilirsiniz.
Dünyada ceviz üretiminde Türkiye hangi noktada bulunuyor? Ülkemizde yetiştiriciliği yeterli mi?
Türkiye, ceviz üretiminde dünyada önemli bir yere sahip ve bu alandaki potansiyelini giderek artırıyor. Ülkemiz, cevizin ana vatanı olmasıyla bilinse de piyasada karşılaşılan cevizlerin çoğu genellikle ithal ve Amerikan menşeli çeşitlerden oluşmaktadır. Bu da, yerli üretimin ve yerli aromalı, doğal ceviz çeşitlerinin hak ettiği değeri tam olarak bulamamasına yol açmaktadır. Yerli üretimin her geçen yıl artan bilinçle daha da güçleneceğine inanıyoruz. Yerli cevizler, hem aromaları hem de doğal üretimleriyle yüksek besin değeri taşır. Bu nedenle, Türkiye'nin cevize olan ilgisinin daha da artması ve yerli üretimin her geçen gün daha fazla tercih edilmesi çok kıymetlidir.
Son yıllarda Amerikan cevizi furyası var, yerli cevizimiz varken niçin bu cevize yöneldik?
Bu durum verimlilik ve üretim kapasitesi gibi endüstriyel faktörlerle ilişkilendiriliyor. Ancak, yerli cevizimizin sahip olduğu eşsiz aromayı ve doğal üretim avantajını göz ardı etmeden, bu eğilim üzerine konuşmak önemlidir. Amerikan cevizi, daha yüksek verim sağlayabilir ve belirli iklim koşullarında hızlı büyüme gösterebilir; fakat doğal besin değeri ve aroma açısından yerli cevizlerimizle karşılaştırıldığında ciddi farklar bulunmaktadır.
Ceviz dışında yetiştirip ürettiğiniz başka sebze-meyveler var mı?
Kaptan'ın Ceviz Çiftliği olarak, yerli cevizin değerini yalnızca toprağımızdan alarak büyütmekle kalmıyoruz, aynı zamanda doğal yöntemlerle yetiştirdiğimiz ve katma değerli ürünler ile şekillendirdiğimiz bir portföy oluşturuyoruz. Bizim için ticaretin ötesinde bir sorumluluk var: sürdürülebilirlik ve toplum katkısı. Geleneksel üretim anlayışının çok ötesinde, tüketicinin gerçek ihtiyaçlarına duyarlı ve sağlıklı seçenekler sunuyoruz. Örneğin, Biorootzo markamız altında, artizan glütensiz ve vegan makarnalar üretiyoruz. Bu makarnalar, kullanılan bronz kalıplarla en iyi lezzet ve dokuya ulaşırken, 5 dakikada hazırlanan pratik öğünler ile tüketicilerin günlük hayatına kolaylık sağlıyoruz. Ayrıca pratik ve besleyici lezzetler sunduğumuz 'mac and cheese' ve çorba karışımları gibi ürünlerimiz, sağlıklı ve hızlı çözümler arayanlar için mükemmel seçenekler sunuyor. Bunların dışında, yerli kinoadan ürettiği sağlıklı atıştırmalık kinoa cipsi ve glütensiz, vegan tarhana gibi yenilikçi ürünler de var. Ayrıca Gökova'nın en değerli ürünlerinden biri olan Altın Susam'dan ürettiğimiz tahin ve susam ezmesi ile de sofralara doğal ve besleyici lezzetler sunuyoruz. Ancak biz, sadece kendi ürünlerimizle sınırlı kalmıyoruz. Anadolu'nun Lezzet Dayanışması adı altında, yerel kadın üreticiler ve kooperatiflerin el emeğiyle ürettiği ürünleri Kaptan'ın Ceviz Çiftliği kalitesiyle birleştiriyor, yerel ekonomiye katkı sağlamak ve kadın girişimcilerin sürdürülebilirliğini desteklemek için önemli bir adım atıyoruz. Bu projemizle, katma değerli ürünler ve yerel üretim anlayışı ile toplumsal fayda yaratıyoruz.
Ürünleriniz hangi yollardan temin edilebiliyor?
Ürünlerimizin tamamına www.cevizhane.org web sitemizden kolayca ulaşabilirsiniz. Ulusal pazardaki çözüm ortaklarımız arasında CarrefourSA, Macrocenter, Tazedirekt ve E-Bebek yer alırken, bulunduğunuz bölgede ise Adana'da Fesleğence, Antalya'da Simply Vegan, İstanbul'da Bitatgurme ve Taze Mutfak, Bursa'da Taze Dükkân, İzmir'de Glutensiz Nokta, Bodrum'da Zeytinlik…
Ceviz yetiştirmek isteyenlere neler önerirsiniz?
Ceviz yetiştirmeyi düşünenlerin, öncelikle tarımı gerçekten sevip sevmediklerini sorgulamaları büyük önem taşır. Tarım, sadece maddi kazanç değil, doğayla iç içe olmayı, sabırlı olmayı ve çevresel koşullarını sürekli gözlemlemeyi gerektirir. Ceviz yetiştiriciliği uzun vadeli bir yatırımdır ve başarının anahtarı sadece finansal hesaplarla değil, doğaya saygı duyarak ve doğru zamanlamayı dikkate alarak elde edilir.
Sofra’da Bu Ay
- İnci Bak’tan kabak ve patlıcanla ezber bozan tarifler
- Şef Beyza Çevik ve Berrin Ak’tan Beş Çayı Sofraları
- Zeynep Dinç'ten Yazı Yufkaya Saran Tarifler
Bakmadan Geçmeyin

Kuşkonmazın Yolculuğu; Elibelinde Tarım
Toprakla olan bağı; çocukluk yıllarının yaz aylarında Muğla’nın Karabağlar Yaylası’ndaki küçük bahçelerine kadar uzanan Aslı Aksoy, beyaz yakalı bir çalışan iken zaman içinde toprakla olan o derin bağı keşfedip hayallerinin peşinden gitmiş ve Elibelinde Tarım’ı kurmuş. Bu başarı hikayesini gelin Aslı Aksoy’dan öğrenelim.