Türkiye'nin yüzölçümü en büyük ili olma özelliğine sahip Konya, coğrafi konumu ve verimli toprakları sayesinde ilk çağlardan günümüze pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış. Başta Mevlana Celaleddin-i Rumi olmak üzere şairler, mutasavvıflar, düşünürler ve bilginler de yetiştiren şehir bu kültürel mirasını gastronomisi ile harmanlayıp başarılı bir şekilde yansıtmış mutfağına. Özenli olan sadece mutfağı da değil üstelik; günümüz ihtiyaçlarına adapte edilerek renöve yapılan ve halen içinde yaşam barındıran tarihi evleri, tertemiz geniş caddeleri, sokakları ile Avrupa şehirlerini aratmayacak bir özene de sahip. Tropikal Kelebek Bahçesi, bu yıl 9'uncusu gerçekleştirilen, bizim de katılım sağladığımız Bilimfest Festivali, Mevlana Dergahı, Müzesi, Sille Köyü, Çatakhöyük, hanları, hamamları, medreseleri ile her yönüyle tam bir kültür turu vadediyor Konya.

KONYA MUTFAĞI'NA YAKIN PLAN…

Mutfak mimarisi, araç gereçleri, yemek çeşitleri, pişirme yöntemleri, sofra düzenleri, servis usulleri, kışlık hazırlıkları ile kendine özgü zenginlikte bir mutfak kültürü yaratmış olan Konya Mutfağı; geçmiş kültürlerin izlerini taşıyan, Mevlevi adap ve erkanı ile yoğurulmuş muhteşem bir oluşum. Muhtemelen dünyada bir ilk olan; adına anıt mezar yaptırılan Aşçıbaşı Ateşbaz-ı Veli Türbesi'nin Konya'da olması bu mutfağın önemini ve ihtişamını anlatmaya yetiyor sanırım.

Konya denilince akla ilk olarak etli ekmek gelse de bamya çorbası, su böreği, ekmek salması, etli yaprak sarma, etli ekmek, furun kebabı, patlıcan közleme kebabı, sac arası, tirit, höşmerim helvası, kenevir helvası, demirhindi şerbeti ve yöreye özgü salata en az etli etmek kadar şöhreti hak ediyor doğrusu. Bamya çorbası bildiğimiz ikram sırasından farklı olarak yemeğin başında değil ara yemek olarak tatlıdan sonra servis edilip daha sonra yenecek yemeklere damağı hazırlıyor. Ziyafet sofralarının olmazsa olmazı su böreği ise peynirli ve kıymalı olarak iki çeşit pişiriliyor.

Yörede dışarıdan gelen misafirlere mutlaka etli ekmek ikram ediliyor. Konya'ya gelip etli ekmek yemeden gitmek ise yöre halkı tarafından eksiklik olarak kabul ediliyor. Kimi zaman iç harcı evlerde hazırlanıp mahalle fırınlarında pişiriliyor.

Konya Mutfağı'nın bir özelliği ise havasından mı suyundan mı bilinmez ama etli yemeklerden ne kadar yerseniz yiyin hiçbir rahatsız vermiyor ve et ağızda adeta lokum gibi dağılıyor.

Odun fırınlarında pişirilen ve evde yapılınca aynı tadı vermeyen furun kebabı, etli ekmek ve peynirli pide yörede 'dışarı yemekleri' olarak adlandırılıyor. Yakın yıllarda bunlara peynirli ve etli içle hazırlanan karışık pide de eklenmiş. Bu üç yiyecek yöre halkı kadar yerli ve yabancı turistlerin de tercihi oluyormuş.

Ekmek salması Kurban bayramlarında kurban kavurması ile yapılırken, furun kebabında ise Konya ovasında yayılan merinos koyunlar tercih ediliyor.

Tirit ise düğün öncesi ikram edilen özel yemekler arasında bulunuyor.

Meşe odununda iki sac arasında pişirilen sac arası tatlısı Konya'da tadılması gereken bir diğer lezzet.

Höşmerim ilk olarak Balıkesir'i akla getirse de Konya'da yapılan höşmerim helvasının Balıkesir höşmerimi ile hiçbir akrabalığı bulunmuyor. Höşmerim helvası; süt, krema, un, şeker, bal, pekmez ile hazırlanıp lezzetiyle tatlıya adeta mertebe atlatıyor.

Kökeni Selçuklulara kadar uzanan, geçmişte uzun kış gecelerinde tercih edilen kenevir helvası ise zengin ve besleyici içeriği ile tam bir enerji deposu. Eskiden bu tatlı pekmez ve kenevirin kaynatılıp leblebi tozu eklenmesi ve tepsilere dökülüp karda soğutulmasıyla hazırlanırmış. Şimdilerde ise çeşitli kuru yemişlerle zenginleştirmiş içeriği ile Konya Mutfağı'nda önemli bir yer tutuyor.

Ziyaretçilerine nefis bir gastronomik şölen sunan, yanı sıra kültürel mirası ile kendine hayran bırakan Konya'ya mutlaka yolunuzu düşürmenizi tavsiye ederim. Nasıl giderim diyenler için ise kara ve hava yolu ulaşımı dışında keyifli bir yolculuk vadeden hızlı tren ile şehre kısa sürede ulaşmanız mümkün.