Şifa Deposu Süper Besinler
İnsanlar, gittikçe sayısı, süresi artan hastalıklar karşısında ilaçtan öte koruyucu tıbba yönelmeye başladı. Bu anlayış içinde 'süper besinler' olarak adlandırılan yiyeceklere olan ilgi artarken liste de zaman içinde uzayıp gidiyor. Peki bu besinler nelerdir, öncelikle onlara bir bakalım.

Zerdeçal, yoğurt ve kefir listenin başlarında yer alıyor. Yoğurt, sabahtan akşama her öğün yenebilecek harika bir besin. Protein, kalsiyum, fosfor, B2 vitaminleri ve mayalanma işleminden dolayı da folik asit zengini. Bu yiyecekler içeriğinde bulunan pre-probiyotikler sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirmeye de yardımcı oluyor.
Kuzey Kafkasya orijinli fermante süt ürünü olan kefir ise bağışıklık sistemini güçlendirmeye, yiyeceklerin hazmını kolaylaştırmaya, bağırsak duvarını zararlı maddelerden korumaya, bağırsak geçirgenliğini azaltmaya yarıyor.
Fermente besinler listesini yoğurt ve kefirden sonra ekşi mayalı ekmek, doğal turşu, peynir, kimchi, sauerkraut, tarhana ile devam ettirebiliriz. Fermente gıdalar hem probiyotik zengini hem de ön sindirimi gerçekleşmiş besinler. Vitamin değeri zengin, bağırsak florasına katkısı büyük, dolayısıyla sindirimi kolay yiyecekler. İkinci beyin olarak görülen bağırsakların sağlığı için günlük öğünlerde bu yiyeceklere sık sık yer vermekte fayda var.
Listenin diğer güçlü yiyeceklerinden bir de avokado… İri çekirdekli bir sebze olan avokado, içeriğinde yüksek miktarda protein barındırıyor. Son yılların en sevilen tohumlarından biri olan chia, kinoa, Karadeniz'in simgesi karalahana, badem, zencefil, yabanmersini ve acai üzümü de listeye girmeye hak kazanıyor.
TAM ZAMANI!
Yoğurt ve kefir nasıl yapılır?
KEFİR
1 litre günlük inek sütü
1 litre günlük keçi sütü
2 yemek kaşığı kefir mayası
Oda ısısındaki keçi ve inek sütünü, temiz cam kavanoza veya plastik bir kaba boşaltın. İçine temiz su ile yıkanıp süzülmüş kefir mayasını ekleyin. Silikon bir spatula veya ahşap kaşıkla karıştırın. Kabın ağzını temiz bir mutfak bezi veya kâğıt havlu ile kapatıp paket lastiği veya iple sabitleyin. 2 Kefiri doğrudan güneş ışığı almayan, oda sıcaklığında mayalanabileceği bir yere kaldırın. Olgunlaşması için en az 2 gün bekleyin. 3 Mayalanması tamamlanan kefiri temiz bir cam kaba, plastik bir süzgeç yardımı ile süzün. Tekrar homojen bir kıvam alması için ahşap veya plastik spatula ile karıştırın. Hazırladığınız kefiri 1 hafta buzdolabında saklayarak tüketebilirsiniz.
YOĞURT
1 litre günlük inek sütü
1 litre günlük manda sütü
2 yemek kaşığı ev yoğurdu
Sütleri büyük bir tencereye alıp kısık ateşte yanan ocağa oturtun. Parmağınızı içine batırdığınızda 7 saniye süre ile tutabileceğiniz sıcaklığa gelene dek karıştırarak ısıtın ve ocaktan alın. 45 derece sıcaklığa gelen sütten bir kepçe alıp maya olarak kullanacağınız 2 çorba kaşığı yoğurdun içine karıştırın. Süt ile yoğurt tamamen karıştıktan sonra bu karışımı tenceredeki süte ekleyin. Tencerenin kenarından başlayarak yavaş hareketlerle karıştırın. Tamamen karıştıktan sonra mayalama kabınızın ağzını kapatıp battaniye veya havlularla sarın. Evinizin rüzgar almayan, sıcak bir köşesinde en az 4-5 saat bekletin. Mayalandıktan sonra ağzı açık şekilde buzdolabına koyup 12 saat bekletin. Sürenin sonunda yoğurdunuz kullanıma hazır hale gelecektir.
Sofra’da Bu Ay
- 2025 Trendi Swicy Lezzetler
- Selin Kutucular'la Sofra'ya Özel
- Düşük Karbonhidrat Yüksek Lezzet Menüler
Bakmadan Geçmeyin

KETOJENİK BESLENME
Birçok yöntem deneyip yine de kilo veremeyenlerden misiniz? Diyet listenizi harfiyen uygulamanıza rağmen sonuç olmakta zorlanıyor musunuz? Metabolizmanızın yavaş olduğunu düşünüyor ve hızlandırmanın yollarını mı arıyorsunuz? O zaman büyük bir ihtimalle ketojenik beslenmenin (diyetin) adını duymuşsunuzdur. Gelin bu beslenme (diyet) türü hakkında merak edilenleri Diyetisyen Berrin Yiğit’in kaleminden öğrenelim.
Ramazan için beslenme önerileri
Ramazan ayı, bedenimizin ve ruhumuzun arınmasını sağlayan özel bir dönemi kapsar. Bu dönemde ideal beslenme, öğün sıklığının normal hayata en yakın şekilde uygulanması ile sağlanabilir. Ramazan ayında oruç tutabilenlerin beslenme alışkanlıkları normale göre değişiklik gösterir. Öğün sayısı azalır, üç ana öğün olan günlük beslenme iki öğüne düşerken, özellikle kırmızı et, ekmek, pilav, makarna, hamur işleri, tatlı ve börek tüketimi artar. Buna karşılık sebze, meyve ve beyaz et tüketimi azalır.