Peynirin İzinde; Camembert’e Yolculuk
Eski Fransız Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle, çok güzel ifade etmiş: "Yahu, siz 360 farklı türde peyniri bulunan bir ulusu yönetmek kolay mı sanıyorsunuz?". Bu, peynir zevki ve çeşitliliği gelişmiş toplumların aslında ne kadar sofistike, zor beğenen insanlardan oluştuğunu anlatan sevdiğim anlamlı bir sözdür. Fransa'daki bu kadar çok peynir çeşitliliği, beni bu peynirlerin üretildiği köylere gitme konusunda heyecanlandırdı.
Camembert, en sevdiğim peynirler arasındadır ve zaman zaman dostlarıma kendi ellerimle bir şeyler hazırladığımda Camembert peyniri mutlaka masamdaki yerini alır.
Camembert'in kökenine inmek, gerçek, olgunlaşmış bir Camembert'in neye benzediğini keşfetmek ve onu en doğru şekilde tatmak için yola çıktım. Yolda durup nefes almak, Fransa'nın sanatla, doğayla ve zarafetle yoğrulmuş köylerini keşfetmek ise bu yolculuğu unutulmaz kılan en güzel detaylardan biri oldu.
Paris'in sabah pusunu arkamda bırakıp Normandiya'nın yemyeşil meralarına doğru yola çıkıp şehirden uzaklaştıkça, yol kenarındaki çiftlik evleri ve elma bahçeleri kendini göstermeye başladı. Hafif sisin ardından pencereden dışarı baktığımda Normandiya'nın o pastoral manzarası içime huzur verdi. Paris'ten Camembert'e giderken görülecek harika köyler var. Hepsini listeleyip tek tek uğradım.
Barbizon
İlk durağım oldu. Paris'ten çıkıp Fontainebleau Ormanı'na yaklaşırken yollar giderek sakinleşir. Barbizon adeta bir ressamın paletinden fırlamış gibi doğayla iç içe geçmiş, zamansız bir köy. Barbizon ekolünün doğa ressamları burada yaşamış, kış sabahlarında sislerin içinde yürümüş, baharın renk cümbüşünde fırçalarını suya batırmış. Köyün taş kaldırımlı sokaklarında yürürken, köyün sanat tarihini keşfettim. Doğanın bu kadar saf olduğu bir yerde 19'uncu yüzyıl ressamlarının neden buraya âşık olduğunu anlamak hiç zor değil. Taş binalara ve sanata hayran kaldım.
Giverny
Claude Monet'nin ilham kaynağı olan köy. Bahçeleri ve nilüfer havuzuyla ünlü. Uğramadan olmazdı. İnsan kendini burada; Monet'nin tablosuna düşmüş bir figür gibi hissediyor.
Beuvron-en-Auge
Normandiya'nın en güzel köylerinden biri. Set üstü evleri ve geleneksel Normand mimarisiyle masalsı bir durak. Yol boyunca ilerlerken mutlaka ara verip bu köyü de ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Dar sokaklarında dolaşırken panjurları çiçeklerle süslenmiş yarı ahşap evler dikkatinizi çekecek. Bir fırının camına ilişen tereyağlı tartlar iştahımı kabartınca dayanamayıp bir tane aldım. Hafif karamelize elma kokusu ve kıtır hamur, yolculuğuma tatlı bir ara verdi. Zaman zaman durup kahveyle yeni bir tatlı denemenizi tavsiye ederim. Yol boyunca ben hep öyle yaptım.
Honfleur
Sahil kenarında, rengarenk limanı ve sanat galerileriyle keyifli bir balıkçı kasabası. Kartpostal gibi. Fotoğraf çekmeye doyamıyorsunuz.
Deauville
Honfleur'dan sonraki durağım; Normandiya kıyılarında ışıl ışıl parlayan Deauville. Birdenbire sanatçılar köyünün pastoral havasından, zarafet ve lüksle yoğrulmuş bir sahil kasabasına geçiş yapıyorum. Burada deniz meltemi ile Coco Chanel'in zarafeti buluşuyor. 20'nci yüzyılın başında Coco Chanel'in burada ilk butiklerinden birini açtığını öğrendim. Ünlü tahta kaldırımı Les Planches boyunca yürüyüş yapmak, zarif kafelerde kahve yudumlamak, denizin kokusunu içime çekmek çok iyi geldi.
Pont-l'Évêque
Normandiya; peynirleriyle ünlü bu küçük bir kasaba, Camembert'e varmadan lezzetli bir mola yeri. Adını taşıyan ünlü peynirini tatmadan geçmek olmazdı. Butik bir dükkânda, peynir ustasının önerisiyle küçük bir dilim alıyorum. Daha baskın, yoğun aromalı bir peynir, Camembert'e giden yolculuğumda bir ön tadım gibi oluyor.
Peynirin Doğduğu Yer Camembert'in Kalbindeyim…
Ama gerçek keşif, yemyeşil çayırların arasından kıvrılan yolları takip ederek Camembert Köyü'ne varınca başlıyor.
Camembert peyniri, 18'inci yüzyılda Marie Harel adlı bir çiftçi kadın tarafından yaratılmış. Karakteristik olarak inek sütünden üretiliyor ve beyaz, küflü kabuğu sayesinde yumuşak, akışkan bir dokuya sahip. Hafif mantar, fındık ve süt kreması aromaları alıyorsunuz yerken. Normandiya'nın nemli iklimi ve yemyeşil meraları, peynire eşsiz bir tat kazandırmış.
Burada hava, peynirin olgunlaşmasını bekleyen sabır dolu bir koku taşıyor. Köyün adı, dünya çapında tanınan peyniriyle özdeşleşmiş olsa da burası hâlâ mütevazı ve dingin bir yer. Daha büyük bir yer bekliyordum. Biraz şaşırmadım değil. Küçük meydanında yürürken, Camembert Peynir Müzesi'ni ziyaret ediyorum. Marie Harel'in 18'inci yüzyılda başlattığı gelenek burada hâlâ yaşıyor.
Eski taş bir çiftlik evinde, peynir ustasının elleriyle şekillendirdiği Camembert kalıplarını izliyorum. Bembeyaz küflü kabuğun altında yavaşça eriyen iç dokusu, bu peynirin neden bu kadar özel olduğunu anlatıyor.
Camembert Köyü oldukça küçük ve sakin. Burada neler yapabilirsiniz?
• Camembert Peynir Müzesi'ni ziyaret edebilir, üretim sürecini görebilirsiniz.
• Yerel çiftliklerde taze peynir tadımı yapabilir, hatta geleneksel yöntemlerle peynir yapımını izleyebilirsiniz.
En Popüler Camembert Tarifi: Fırında Camembert
Camembert'in en sevilen tüketim şekillerinden biri fırınlanmış Camembert'dir. Dışı çıtır, içi eriyen bu lezzet, özellikle baget ekmeği veya taze meyvelerle muhteşem bir uyum yakalar.
Malzemeler:
• 1 kutu Camembert peyniri
• 1 diş kıyılmış sarımsak
• 1 dal taze biberiye
• 1 yemek kaşığı bal veya incir reçeli
• Karabiber
• Birkaç dilim baget ekmeği
Yapılışı:
1. Camembert'i ahşap kutusundan çıkarın, kabuğunu hafifçe çizin ve tekrar kutuya yerleştirin.
2. Üzerine doğranmış sarımsak, biberiye ve biraz karabiber serpiştirin.
3. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında yaklaşık 10-15 dakika pişirin.
4. Üzerine bal gezdirin ve sıcak sıcak baget dilimleriyle servis yapın.
Sofistike Camembert Tabağı: Elma, Fındık ve Normandiya'nın Ruhu
Malzemeler
2 Kişilik
• 1 adet olgunlaşmış Camembert peyniri (oda sıcaklığına getirilmiş)
• 1 adet ince dilimlenmiş kırmızı elma
• 1 çay kaşığı tarçın
• 4-5 adet doğranmış kuru incir
• 1 avuç hafifçe ezilmiş kavrulmuş fındık
• 1 adet baget ekmeği (ince dilimlenmiş ve hafif kızartılmış)
Yapılışı:
1. Camembert peynirini buzdolabından çıkarıp en az 30 dakika oda sıcaklığında bekletin. Böylece iç dokusu yavaşça yumuşayacak ve karakteristik akışkan kıvamına kavuşacaktır.
2. Elma dilimlerini hazırlayın ve üzerine hafifçe tarçın serpin.
3. Kuru incirleri doğrayın ve fındıkla birlikte bir kaseye alın.
4. Baget ekmeğini ince dilimler halinde kesin ve fırında hafifçe kızartın.
5. Servis tabağında Camembert peynirini ortalayarak yerleştirin. Kenarlarına elma dilimlerini, kuru incirleri ve fındığı ekleyin ve servis yapın.
Eğer gerçek bir Camembert deneyimi yaşamak istiyorsanız Normandiya'nın yemyeşil meralarına doğru bir yolculuğa çıkmanızı tavsiye ederim.