Peki "indirim"deki nohut ya da fasulyenin neden daha "ucuz" olduğunu hiç düşündünüz mü? Mutfak dolabınızdaki mercimeğin böceklendiğini, ortalıkta kelebeklerin uçuşmaya başladığını görünce ne yaparsınız? Hepsi bir yana, evinizde ne sıklıkta bakliyat pişirirsiniz? Eğer benim gibi sağlıklı beslenme bilinciyle hareket eden, vücuduna aldığı gıdaların kalitesiyle ilgilenen biriyseniz, bu soruların cevaplarını da önemsiyor olmalısınız. O zaman bu yazıyı lütfen dikkatle okuyun.

Mutfak Dostları Derneği'nin Mutfak Sanatları Akademisi bünyesinde düzenlediği "Türk Mutfağı'nın Yapıtaşları" etkinliklerinden sonuncusu "Pirinç ve bakliyat" üzerineydi... Kuru gıda alanında çekirdekten yetişmiş, 36 yıldır sektörün içinde olan Mehmet Reis ise bakliyat konusunda katılımcıları aydınlatmak üzere oradaydı. Mehmet Bey, gıda ve beslenme konularında paralel düşüncelere sahip olduğumuza inandığım, çok değer verdiğim isimlerden biri. Onu değerli kılan, Reis Gıda'nın patronu olması değil, sektördeki her türlü hatayı, hileyi, yanlışı her ortam ve koşulda dile getirerek, bunların karşısında duran, düzeltilmesi için büyük çaba sarfeden bir Don Kişot olması. Mehmet Bey diyor ki; "Bakliyat, hilenin son derece kolay ve sıklıkla yapıldığı bir alan. Devlet denetimi beklemeden, öncelikli olarak halk denetimi önemli." Peki bunu nasıl yapacağız? Cevabı, Mehmet Bey'in yaklaşık 4 saat boyunca aktardığı çarpıcı bilgilerden aldığım notlarda.

* Öncelikle ambalajların arkasındaki yazıları dikkatle okuyup, yöresine bakarak yerli ürünü tercih etmeliyiz. Böylece "Baldo" olarak ilan edilen pirincin Çin ya da Tayland menşeli olup olmadığını öğrenebiliriz.

* Bakliyat paketini açtığınızda ilk olarak koklayın. Hoş olmayan şekilde kokuyorsa, rutubetli, bayat bir kokusu varsa, hemen aldığımız yere iade etmeli, firmasına da tepkimizi bildirmeliyiz.

* Pirinç paketlerine yüzde 10-15 oranında kırık pirinç katılmış olabilir, bunu da dikkatlice bakarak anlamak mümkün. Kaliteli pirincin kırmızı lekeli olmaması gerek. Pişirirken de en az 3 kez yıkayıp 20 dakika ılık suda bekleterek nişastasını temizlememiz öneriliyor. Pirinç çok emici bir ürün olduğu için saklarken de kesinlikle rutubetten, kokulu gıdalardan uzak tutmak gerekiyor.

* Pirinçle ilgili bir diğer çarpıcı bilgi de kokulu pirinçlerle ilgili. Normalde jasmine pirincinin Tayland'dan, basmatinin ise Hindistan'dan gelmesi gerekiyor. Bu pirinçlerin toprak özelliklerine göre taşıması gereken koku, ne yazık ki parfüm ilavesiyle taklit edilebiliyor. Yani jasmine pirinç zannederek "Tayland Osmancığı" da yiyor olabilirsiniz!

* Yeşil mercimek ve barbunyanın rengi koyulaşmışsa, kahverengileşmişse, eski mahsul olduğunu gösteriyor ve kesinlikle yenmemesi gerekiyor.

* Fasulye ve barbunya paketlerinde yarım taneler varsa, bozuk görüntülü taneler karıştırılmışsa, bunu da almamak gerekiyor. Fasulye tanelerinin göbek kısmında sarılık varsa, bu da eski mahsul olduğu anlamına geliyor.

* Bu arada Mehmet Bey'in verdiği üzücü haberlerden biri de yerli fasulye türlerinin artık tarihe karışmak üzere olduğu. ABD'den ithal edilen tohumlarla daha yüksek verim elde edildiği için ne yazık ki eski fasulyelerin tadını her an unutabiliriz.

* Yeşil ve kırmızı mercimeğin yanında, oldukça besleyici bir tür olan "sarı mercimek" de var, biliyorsunuz. Bu tür için de boyama işlemi yapıldığını öğreniyoruz.

* Ve son olarak... Tüm bu uyarılar ışığında, güvenle aldığınız bakliyat böceklendiyse sakın endişelenmeyin, hatta mutlu olun! Bu minik oluşumlar, ürünün ilaçsız, yerli ve doğal olduğunu gösterir. Böcekleri ayıklayıp kalanları gönül rahatlığıyla tüketebilirsiniz. Böceklenme süresi yöreye göre, yetiştiği toprağa göre 2-3 ayla 1 yıl arasında değişebiliyormuş. Bakliyatı su dolu bir kaba koyduğunuzda üste çıkan hafif taneleri ayırıp atarsanız, geriye kalanları afiyetle yiyebilirsiniz.