Nedense her yıl kabullenmekte zorlanıyoruz sonbaharın gelişini… Sonrasında alışıp bu değişime, kışın tadını çıkarmaya çalışsak da, ille de bir sonbahar hüznü düşüyor üzerimize… İşin bir de sağlık boyutu var tabii! En çok da bağışıklık sistemimizin kendini bu rehavete kaptırıp, bizi savunmasız bırakması… Özellikle okulların açılmasıyla daha bir düşünür oldum bu konuyu… Hele çocukların erkenden güne başlayıp, kahvaltı konusunda ayak direyerek evden çıkmasını sayarsak…

Kızım Zeynep mesela… Bu yıl birinci sınıfa başladı. İlk günler büyük bir heyecanla ona tostlar yaptım, yumurtalar kaynattım, domatesle, peynirle, salatalıkla türlü türlü sevimli şekiller çıkardım ortaya. Bana mısın demedi! Her sabah 7.30 sularında, evde ufak çaplı bir kriz yaşanıyor. Sonuç olarak "Ama anne canım bir şey yemek istemiyor" sözleriyle noktalanıyor bu tartışmalar… Bir yandan besleyici değeri olan kahvaltı alternatifleri geliştirirken, diğer yandan da endişeleniyorum tabii, çocuğun vücut direnci zayıf düşecek diye… Neyse ki sevgili Barış Manço'nun şarkısı imdadıma yetişiyor ve annelerimizin doğal reçetelerini hatırlıyorum; "Nane limon kabuğu bir güzel kaynasın aman, içine hatmi çiçeği, biraz tere otu katasın aman, hatta biraz tarçın, bir tutam zencefil, bin derde deva geliyor…"

Bu aralar hayatımda doğal şifaya her zamankinden daha fazla yer açtım ve dolabımı türlü türlü baharatla, şifalı bitkiyle doldurdum. Nane-limon kabuğu, zencefil-bal-karabiber üçlüsü, çubuk tarçın- karanfil çayı, yeşil çay, kuşburnu, ille de bol limonlu adaçayı, rahatlamak içinse mutlaka papatya, yasemin, melisa… Hem bağışıklığımız güçleniyor ailece hem de daha dengeli, huzurlu hissediyoruz kendimizi. Aslında her sorunun çözümü doğada değil mi? Modern tıbba ve onun getirdiklerine inansak da doğal yöntemleri es geçmemek gerekiyor. Ne de olsa bizden önceki kuşakların kullandığı, onlara sağlık, sıhhat getiren yöntemler bunlar. Üstelik kaynağı Tanrı'nın bizlere sunduğu nimetler; yani tabiatın ta kendisi… Anadolu'yu gezdiğinizde her köyde, her kasabada bu yöntemlerin el üstünde tutulduğunu görüyorsunuz…

Bunları okurken kimbilir sizin de aklınıza neler neler gelmiştir annenizden, teyzenizden ya da babaannenizden duyduğunuz? O zaman unutmadan bir köşeye not alın hemen, mutlaka uygun bir zamanda faydasını göreceksiniz zihninizin bir köşesindeki bu yöntemlerin… Yeniyi hayatımıza alırken, geleneksel yanımızı da unutmazsak çok daha dengeli, sağlıklı ve mutlu yaşayacağımıza inanıyorum… Tadı damağınızda kalacak Sofra'larda buluşmak üzere…