Çok ince bir çizgi aslında bana göre. Algılanma açısından farklı noktalara kolaylıkla çekilebilen bir özelliği de var. Geçmişte bambaşka toplum dinamiklerinin görüldüğü dönemlerde çağın insanına iyi ve doğru gelen şimdilerde bambaşka hatta negatif algılanabiliyor. Ya da tam tersi de mümkün. Bu konu başlığına yemek ve kültürü açısından değinmeyi istiyorum. Özellikle işin kültür kısmı gıdayı, işlenmiş hali olan yemeği sarıp sarmalayıp koruyan ve geleneksel olmasını sağlayan taraftır. Öncelikle gıdanın yetiştirilme şekli ve zamanı, ardından hasadı, gerekirse saklanması; işlenmeye başlama aşamasında hazırlanış ve gerekiyorsa pişirilme yöntemi, pişirildiği kap kacak; kap kacağın yapıldığı malzeme, yapılabilmesi için ekonomik-sosyalkültürel ortam; yiyeceğin pişirildiği yer, pişiren kişi, sunum şekli, sunum kabı, yenildiği alan ve yiyebilenler... Her bir yemek için bu muhteşem döngünün insan istediği sürece nasıl da saf bir şekilde işlediğini bir düşünün! Yerelin gücü, yaşanılan coğrafyanın sürekliliği, sürdürülebilirliği için bir çözüm aslında. Başta da söylediğim gibi gelenekselliğin şimdiki çok yaygın ifadesiyle yerelliğin nasıl yorumlandığı, nasıl sunulduğu ile ilgilenmek gerekiyor. Klasik çizgiden rahatsızlığı olanlar umarım ve dilerim ki çizgi eğrilerini, kullandıkları renkleri, ifade şekillerini değiştirip köklerimizi besleyen bu dinamiklerin sürekliliği için çaba içinde olurlar. Unutmayalım, gelecek gelenekte!