Selma Güneri: "Doymak için değil, damağım için yerim!"

Fotoğraflar: Erkin Ön

Hani bazı insanlar vardır, daha karşılaştığınız ilk andan itibaren sizi sıcacık sararlar ve hep tanıyormuşsunuz hissi verirler ya, işte Selma Güneri kesinlikle bu tanımlamaya uygun... Öylesine hoş sohbetli ki, birbiri ardına anlattığı masal tadında hatıralarını, küçük bir çocuk gibi hayranlıkla dinliyorsunuz… Bu arada bir kadının her yaşta güzel ve alımlı olabileceğinin de en canlı örneği. Bizi en fazla ilgilendiren özelliği ise mutfakla ve yemekle arasının çok iyi olması. Karşınızda sıcacık sohbetimizden satırlara yansıyanlar…

Damak zevkine güveniyor

Selma Güneri, mutfak konusunda kendine oldukça güveniyor! Baba Rumelili, anne Çerkez olunca, aksini düşünmek pek mümkün değil galiba? Hatta mutfağa oldukça küçük yaşlarda adım atmış. Bunun sebebini bakın nasıl anlatıyor: "Ben çocukluğumdan beri etrafımdaki her şeye karşı çok meraklıyım. Evimizde beni büyüten Emine Hanım vardı, nur içinde yatsın; çok da güzel yemek yapardı. Arada bir bana 'bak yarın evleneceksin, beceriksiz kız olma, gel bir şeyler öğren' derdi. Ben de bu şekilde çok küçük yaşlarda mutfağa girdim ve yemek yapmayı ondan öğrendim." Selma Güneri gerçi ilerleyen yıllarda sinema dünyasına girdiği için, mutfağa pek vakit ayıramasa da, eski eşi Yusuf Sezgin'le hayatını birleştirdiğinde iş başa düşmüş. Böylece mutfak, onun için tekrar eski popülaritesine kavuşmuş. O günden bu yana damak zevkinin oldukça geliştiğini düşünen Selma Güneri, amacının karın doyurmak değil, iyi yemek olduğunun da altını çiziyor.

BARBUNYALI TAZE FASULYE TARİFİ İÇİN TIKLAYIN

En iyi yaptığı yemekleri sorduğumuzda "o kadar çok ki" cevabını vermesi, bu anlamda kendine ne kadar güvendiğinin de kanıtı. Anne tarafından "Çerkez tavuğu", baba tarafından "Kuzu kapama" yapma konusunda becerikli olduğunu düşünen Selma Güneri, kendi hazırladığı yemekler arasında dostlarının en çok bu tarifleri sevdiğini söylüyor. Yemeklerle ilgili püf noktalarına gelince; sarmısağı ve baharatı mutfağından asla eksik etmiyor.

"Annemin sofraları çok konuşulurdu"

Selma Güneri mutfakla ilgili anılarını paylaşırken, gözleri dolarak annesinin sofralarını anlatıyor.Sanatçının, Türkiye'nin otomobil kullanan ilk kadını" olma ünvanını da taşıyan annesi Neriman Güneri, 50'li yıllarda evlerinde çok özel davetler verirmiş. Bu davetlere dönemin politikacılarından sanatçıların kadar değerli isimler katılırmış. Zeki Müren, Gönül Yazar, Müzeyyen Senar, Hamiyet Yüceses de evlerindeki davetlere iştirak eden özel misafirler arasındaymış. Yemek davetlerinde mutlaka musiki olduğunu söyleyen Güneri, çocuk oldukları için sofraya oturamasalar da, kapı aralığından bu keyifli atmosferi izlemeyi ihmal etmediğini dile getiriyor. Kendisinin sofraya ve yemeğe olan ilgisinin de annesinden yadigar olduğunu belirtirken, evde tek başına yemek yerken bile mutlaka mum ışığını, şık masa örtüsünü sofrasından eksik etmiyor. Bu arada sanatçının kendisi gibi oyuncu olan oğlu Umut Sezgin de onun yemeklerini çok seviyormuş, özellikle de köftesini! Hatta Umut da annesinden el almış olacak ki, yemeğe bir hayli meraklıymış.

Yemek programı sunacak

SODALI ISPANAK BÖREĞİ İÇİN TIKLAYIN

Selma Güneri bir süredir ekranlarda görünmese de, çok yakında özel bir proje ile televizyonlara döneceğinin sinyallerini veriyor. Hatta bunun yemek ve sohbetin iç içe olduğu bir proje olduğunu söyleyelim. Ama daha fazla sır veremiyoruz çünkü kendisi bunun sürpriz olmasını istiyor. Umarız en yakın zamanda onu yeniden ekranlarda görebiliriz. Karşınızda Yeşilçam'ın en sevilen kadın oyuncularından biri olunca ve ilerleyen yıllara rağmen hala bu kadar güzel ve alımlı görününce, kadınsal bir merakla bunun sırrını sormadan duramıyoruz. Kadınların her zaman bakımlı olmaları ve kendilerine zaman ayırmaları gerektiğine inanan Güneri, genetik şansının da görüntüsünde önemli bir faktör olduğunu ilave ediyor.

Tüm besinleri değerlendiren ama az ve sık yiyen Güneri, abur cuburdan ise uzak duruyor. İnsan ona bakınca "her ne yapıyorsa doğru yapıyor!" demekten kendini alamıyor!.. Her ne kadar şehre ve ekranlara ait yeni projeleri olsa da, arada sırada şehrin kalabalığından bunalan Güneri de pek çokları gibi sessiz sakin bir yerlere yerleşip, bahçe işleriyle uğraşmanın, kendi sebzesini-meyvesini yetiştirmenin hayalini kuruyor.

Kasım 2010 Sayı: 83 nolu dergimizde yayınlanmıştır.

Bakmadan Geçmeyin

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.