Paşhan Yılmazel: "Tabakta yemek bırakmam!"

Fotoğraflar: Leyla Yaman

Bazı insanlar vardır, hakkında aşağı yukarı fikir sahibisinizdir. Neşeli ya da hırçın, gergin ya da sempatik; liste böyle uzayıp gidebilir... Hatta çoğumuz, hiç tanışmamış olduğumuz belki de sadece fiziksel görünümüne aşina olduğumuz ne kadar çok kişi için böyle genellemeler yapar dururuz...

Ne de olsa hayatta en kolay şey insanlara, olaylara, hatta kendimize bile önyargılı olmak, sınırlar koymak. Açıkçası bir süredir karşısındakine karşı önyargılı olmamaya çalışan bir insan olma yolunda kendimi eğitmeye çalışıyorum. Ama genç oyuncu Paşhan Yılmazel'le yapacağımız söyleşi öncesi zihnimdeki yargı çanları yine çın çın çalmaya başladı. Hani pekçoğumuz toplumumuzda oyuncuları üstlendiği rollerle özdeşleştiriyor, sanki rolleri onların bir parçası gibi algılıyor ya; Paşhan da kendisini tanımamıza sebep olan Hayat Bilgisi dizisinde canlandırdığı afacan Ortega karakteri ve başka filmlerdeki rolleriyle, hep hayatı fazlasıyla ti'ye alan, muzip bir çocuk olarak zihnimde yer etmişti.

Fakat itiraf ediyorum, girdiği ortama anında samimi bir dost enerjisi yayan, "yaşayalım geçsin işte" klişesi yerine hayata ve onun getirdiklerine kafa yoran, özellikle yeni nesil için fazlasıyla endişelenen, mutluluğu ailesinde, arkadaşlarında ve evinde bulduğunun sıkı sıkı altını çizen, kafasını kurcalayan insani meseleler karşısında kimi zaman sinirlenip sesini yükselten ama aslında sakin, huzurlu bir adamla karşılaştım... Dolayısıyla da son derece sıcak, samimi bir söyleşi çıktı ortaya...

Paşhan, atv'de kısa süre önce başlayan Huzur Sokağı'nda Selim karakteri ile rol alıyor. Bunun yanı sıra Cine5 ekranında yaz boyunca devam eden "Paşhan'la Tahmin Et" isimli programın ardından şimdi de haftasonu akşamları sohbet içerikli bir programla izleyici karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Önceki sezon son derece ilgi gören "Oğluma Bi Haller Oldu" oyunu, bu sezon da devam ediyor. Ayrıca dublaj çalışmaları da sürüyor. Yani mesleki anlamda gündemi bir hayli meşgul! Bu arada Sortie'de yer alan ve abisiyle birlikte işlettiği Rodizio isimli Brezilya restoranında da mesai yapıyor.

"Anne yemeği gibisi yok!"

Baba tarafı Trakya, anne tarafı Karadenizli olan Paşhan, gelişmiş bir damak tadı olduğunu söylüyor. Ama yemek yapma konusunda aynı iddiaya sahip değil! İlgisi olsa da bu konuda yeteneği olmadığına inanıyor. "Abimi alan yaşadı, dertlerini boşadı!" diyerek özellikle abisinin mutfakta hayli hüner sahibi olduğunu paylaşıyor. Tabii anne yemeklerinin onun için yeri ayrı: "Geçen gün bir kıymalı makarna yaptı annem, ya altı üstü kıymalı makarna dersin ama değil işte! Bu kadar mı lezzetli olur?"

KAĞITTA SOMON TARİFİ İÇİN TIKLAYIN!

Evlerindeki bayram hazırlıkları da Paşhan'ın unutamadığı hatıralar arasında: "Annem bayramlardan birkaç gün önce teferruatlı bir bayram temizliğine başlar, köşe bucak temizler. Ah hele rahmetli anneannemin bayram yemekleri... Anneannem her bayram kitel (bulgurlu-kıymalı Diyarbakır yemeği), nohutlu pilav, tavuk ve hoşaf yapardı, herkes bize gelirdi. Çok güzel, unutulmaz zamanlardı. Hani diyorlar ya eski bayramlar diye bir şey yok, niye abartılıyor, bayram aynı bayram diye! Aynı bayramlar olur mu? Şimdi bayramda herkes tatile gidiyor, şehirde olanlar da kapısını açmıyor!"

Aslında Paşhan'ı üzen şey sadece bayramların değişmesi değil! Sokak oyunlarını yaşayan son kuşak olduğunu söyleyen Paşhan, bütün vaktini bilgisayar karşısında geçiren ve saklambaç oynamayı dahi bilmeyen yeni nesil için çok üzüldüğünü anlatıyor: Zeytinburnu'nda büyüdüm ben, sokakta oynamanın tadını doya doya çıkararak. O zamanlar anneannem Adile Naşit'e benziyor diye arkadaşlarıma hava atardım. Oyun oynarken düşer, kalkardık, dizlerimiz, dirseklerimiz yara bere içinde kalırdı. Benim dostlarım 3 yaşından beri tanıdığım arkadaşlarım. Şimdiki çocukların arkadaşı bile yok. Gerçekten çok üzücü!"

Patlıcan tutkunu

Öyle bir-iki yemeğini değil, patlıcanın her türünü, patlıcanla yapılan bütün yemekleri çok seviyor Paşhan. Karnıyarık, patlıcan musakka, hünkarbeğendi ve dahası. Neredeyse patlıcan olsun başka da bir şey olmasın kıvamında. Abur cuburdan pek hoşlanmıyor çünkü yediğimiz her şeyin bize kilo olarak geri döndüğüne inanıyor. Bu nedenle de sağlıklı ve dengeli beslenmeye özen gösteriyor.

Özellikle tiyatro turnesi sebebiyle Türkiye'de pek çok yere giden Paşhan, Türk Mutfağı'nın zenginliğinin dünyada hiçbir yerde olmadığı kanaatinde. Hele Fransız Mutfağı'na tabir-i caizse "takmış" durumda. Yemeğin doymak için olması gerektiğini savunuyor. Bu sebeple fazlasıyla deney mutfağı gibi gördüğü ve "asla kimse doya-maz" dediği Fransız Mutfağı'nı Türk damak tadına uygun bulmuyor. Hatta aksini iddia edenleri "evinizde kurufasulyeye ekmek banarak yiyip, sonra da bana Fransız Mutfağı'nı savunamazsınız!" diyerek eleştiriyor.

Çocukluğundan beri tabağında yemek bırakmamak gibi bir alışkanlığı olan Paşhan'ın romantik sofra tanımı ise bakın nasıl: "İçten gelerek hazırlanmış bir sofra benim için en romantik sofra. Üzerinde hangi yemeğin bulunduğunun önemi yok!" Ambiyansını son derece enerjik ve eğlenceli bulduğu Kafe de Sanat'ta da "Kağıtta somon" yemeyi tercih eden Paşhan, yemeğin son derece sağlıklı ama bir o kadar da lezzetli olduğu görüşünde. İçindeki sebzelerle, kağıt içinde kendi suyuyla pişen somonu afiyetle yiyen Paşhan, bütün balıkverlere bu özel lezzeti denemelerini tavsiye ediyor.

Bakmadan Geçmeyin

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.