Nurseli İdiz: “İyi yemeğin kokusunu alırım!”

İnsan yemeği çok sevince, hatta bunun aileden geçen bir özellik olduğuna inanınca, boş vakitlerinde mutfağa girip üç-beş çeşit yemek yapmadan çıkmayınca, başlığımızdaki gibi iddialı bir cümle kurması da kaçınılmaz! Sözlerin sahibi Nurseli İdiz'le Kartal'daki Titanic Business Hotel'de sıcacık bir söyleşi gerçekleştirdik.

Nurseli İdiz'in hepimizin hayatına yeri doldurulmayacak şekilde girmesi, bol neşeli yarışma programı Saklambaç'ı sunduğu günlere denk geliyor. Aslında öncesinde de tiyatro izleyicisinin keyifle izlediği bir isim olan İdiz, televizyonla daha geniŞ kitlelere ulaşırken, adını da kalıcı biçimde zihinlerimize kazıdı. İçinde bulunduğu pek çok başarılı yapımda, kendisinden sürekli olarak "güçlü kadın" rollerini canlandırması beklense de, aslında özel hayaında son derece duygusal bir insan olduğunu üzerine basa basa söylüyor İdiz. Üstelik gerçek hayatındaki duruşuyla, sıklıkla taşıdığı kötü ve sert kadın rollerinin çelişkili durumuna ilginç bir bakış açısı var. Kötü insanların, kötü bir karakteri oynayamayacağını, çünkü kendisiyle yüzleşmesinin imkansız olduğunu düşünüyor: "Ancak iyi bir insan dışarıdaki kötülükleri gözlemleyip, pediküre edebilir. Ben de aslında çok yumuşağımdır, dostlarım gırgır olduğumu söyler. Güne harika başlarım, çabucak uyanırım, hayatı çabucak yakalarım."

Pek çokları gibi sürat, Nurseli İdiz'in de hayatının ayrılmaz parçası… Oyunculuk, sunuculuk derken, bir süredir Can Gürzap'la birlikte rol aldığı "Bana Bunu Yapma" ismindeki tiyatro eserinin gördüğü ilgiden de oldukça memnun. Bu arada kendisiyle ilgili çok önemli bir gelişmeyi de ilk defa bizimle paylaşıyor İdiz: "Bir kadın oyuncunun hayatında kendisine gelebilecek en güzel rollerden ikisi, aynı anda iki ayrı proje olarak bana ulaştı. Şimdilerde karar aşamasındayım ama hangisi olursa olsun içime çok sineceği kesin!"

"Yemek yaptım mı, tam yaparım!"

Nurseli İdiz, başarılı meslek hayatının yanısıra, mutfakta da oldukça iddialı! Neredeyse kendini bildiğinden beri yemek yapıyor. Hatta 14 yaşında üç katlı pastalar hazırlayacak kadar usta bir aşçı… Bunun nedenini ise bakın neye bağlıyor: "Biz Rumeli kökenliyiz. Dolayısıyla bizde gırtlak ve sofra çok önemlidir. Rumeli mutfağı, bir nevi Akdeniz mutfağının özeti ve içinde neredeyse her şeyden var. Sofrada ana yemekler mutlaka yardımcı yemeklerle de destekleniyor."

Çok küçük yaşta mutfağa girmenin, el becerisini de arttırdığını söyleyen İdiz, "bana bir tarif verin, tek seferde tuttururum!" derken, bu konudaki güvenini de anlatmış oluyor. Neredeyse bütün yemekleri sevse de, "Çerkez tavuğu", "Zeytinyağlı biber dolması" ve "Karides güveç"in onun için yeri çok başka. Bu arada geçtiğimiz yılbaşında arkadaşlarını eve yemeğe davet eden Nurseli İdiz, gece için tam 15 çeşit yemek yapmış. "Yemek yaptım mı, tam yaparım!" demesinin sebebini de böylece anlamış oluyoruz. Yemeği bir yaşam biçimi olarak gören Nurseli İdiz, kızının da kendi yolundan gittiğini ve onun da iyi bir aşçı olduğunu gururla söylüyor. "Bizim evde her zaman sofra kurulur, misafir asla yemek yemeden gidemez!" diyen İdiz, elinin ne kadar çabuk olduğunu da eklemeden geçemiyor. Tüm çocukluğunun devamlı kurulan sofralar, misafirler, mis kokulu kuzu kapamalarla geçirdiğini anlatan oyuncu, aile geleneğinin yemek üzerine olduğunu ifade ederken, muzip bir ifade ile ailedeki bütün rahatsızlıkların da fazla yemekle ilgili olduğunu itiraf ediyor.

İdiz mutfakla o kadar ilgili ki, yapacağı yemeğin malzemesini elleriyle seçmeyi, sebzeye-meyveye dokunarak almayı tercih ediyor. Fasulyenin kılçığına, domatesin kabuğuna, maydanozun sapına asla tahammül edemiyor.

Bu arada nereye giderse gitsin, iyi yemeğin kokusunu alma konusunda kendisine oldukça güveniyor. Evde her türlü yemeği büyük bir hünerle pişirse de, bir tek balık konusunda ille de "dışarıcı" olanlardan. Çünkü evde balık kokusuna tahammül edemiyor. Türkiye'nin her yerinde farklı lezzetler denemiş ama Van'da yediği ve taze papatya yapraklarıyla yapılmış "Kürt çorbası" ile oldukça meşakkatli bir tarifi olan "Kürt köftesi"ni unutamıyor. Karadeniz'in, özellikle Giresun civarının otlu yemekleri de kendisi için ayrı bir önem taşıyor…