2014'e adım atmaya hazırlanırken, sizin listenizde neler var? Yeni yıla yeni seçimlerle girme kararındaysanız, tavsiyem, öncelikle kendinizle başbaşa kalmanız…

İnsan ancak kendiyle başbaşa kaldığı zaman hayatını daha derin değerlendirip, değişim ve dönüşümün yolunu korkusuzca açabiliyor. Yoksa çevremizin beklentilerine göre şekillenen ve ilerleyen bir hayat, eninde sonunda tıkanıp kalıyor ve kendimizi çaresizce büyük bir boşluğun ortasında bulabiliyoruz.

Susanna Tamaro'nun, yıllar önce büyük ses getiren "Yüreğinin Götürdüğü Yere Git" kitabında en sevdiğim satırlar şunlardı:

"Ve sonra, önünde pek çok yol açılıp sen hangisini seçeceğini bilemediğin zaman, herhangi birine, öylece girme, otur ve bekle. Dünyaya geldiğin gün nasıl güvenli ve derin derin soluk aldıysan, öyle soluk al. Hiçbir şeyin senin dikkatini dağıtmasına izin verme, bekle ve gene bekle. Dur, sessizce dur ve yüreğini dinle. Seninle konuştuğu zaman kalk ve yüreğinin götürdüğü yere git."

Peki biz gerçekten önümüzdeki seçenekleri tarafsızca değerlendirebiliyor, kendimiz için en hayırlı, en doğru olanı seçme ve o yolda yürüme konusunda ilahi akışa teslim olabiliyor muyuz? Yoksa korkuların, endişelerin girdabına kapılıp, dünyevi pek çok faktör ve baskı arasında, "başkalarının" bizden beklediğini mi yapmaya meylediyoruz?

Diyeceğim o ki, insanlık olarak büyük bir aydınlanma döneminden geçtiğimiz şu günlerde, kendi içsel ışığımıza da yüzümüzü daha fazla çevirmemiz gerekiyor. Hayatın sürprizlerini sevgiyle karşılayabilmek için, doğal akışla uyumlanmamız ve yaşadığımız evrende kendimizi güvende hissetmemiz şart. Sürekli korku üretip, kaygılar, yargılar ve beklentilerle bu hayatı yürümeye kalkarsak, ne biz huzurlu olabiliriz, ne de sevdiklerimize ışığımızı yansıtabiliriz. Ve her önemli karar arifesinde, yapacağımız seçimler bizim için eğlenceli bir keşif değil, endişe dolu bir süreç halini alır…

Hadi gelin bu yıl her birimiz kendimize daha çok zaman ayıralım. İç sesimizi dürüstçe dinleyelim, kendimizle sohbet edelim, aldığımız cevaplardan ürkmek yerine, varsa sorunlarımızın altında yatan gerçek nedenleri çözmeye çalışalım, her çözülen düğümle özgürleşelim, kendimizi şımartalım, mutlu edelim, içimizdeki sevgiye odaklanalım... Unutmayın ki hepimiz, ilahi sevginin birer yansımasıyız. Kendimizin değerini bilirsek, yaşamın da, onun mucizelerinin de farkına varabiliriz. Böylece karşımıza çıkan tüm fırsatlara korkusuzca kollarımıza açabilir, kendi mutlu dünyamızı yaratabiliriz… Ve tüm bunlar için sadece "niyet" etmeniz yeterli olacaktır…

Tadı damağınızda kalacak Sofra'larda buluşmak üzere, hepimize mutlu yıllar…