Fatma Toptaş: "Dolap başı üç beş nöbeti"

Recep İvedik’in biricik aşkı, çocukluk arkadaşı olarak tanıdık, ardından Avanak Kuzenler’de adını duyduk Fatma Toptaş’ın… Son olarak “Herkes mi Aldatır?” filmiyle ise, bambaşka bir projede kendini gösteren genç oyuncu ile evinde gerçekleştirdiğimiz söyleşi, nefis lazanya ve zeytinyağlı barbunya ile lezzetlendi…

Fotoğraflar: Erkin Ön

Recep İvedik, Avanak Kuzenler ve şimdi de Herkes mi Aldatır? Üst üste üç komedi filminde yer alıp sinema dünyasına hızlı bir giriş yapan Fatma Toptaş, genç yaşında ansızın gelen şöhreti hazmetme konusunda kendisine sonuna kadar güveniyor. 'Ne acelem, ne de bir hedefim var!' derken, 'Türkiye'nin Oscar kazanacak oyuncusu benim!' gibi sivri açıklamaların kendisine ait olmadığını, hatta bunlardan son derece rahatsız olduğunu ifade ediyor. Genç oyuncu, mütevazı görüntüsüne rağmen geleceğin kendisine güzel senaryolar hazırladığı konusunda belli ki sağlam bir inanca sahip. Özelinde neşeli, Recep İvedik'in biricik aşkı, çocukluk arkadaşı olarak tanıdık, ardından Avanak Kuzenler'de adını duyduk Fatma Toptaş'ın… Son olarak "Herkes mi Aldatır?" filmiyle ise, bambaşka bir projede kendini gösteren genç oyuncu ile evinde gerçekleştirdiğimiz söyleşi, nefis lazanya ve zeytinyağlı barbunya ile lezzetlendi… renkli, hareketli, tabir-i caizse yerinde duramayan Toptaş, biricik kedisi "Kızım"ı da yere göğe sığdıramıyor. İşte Fatma Toptaş'la yaptığımız söyleşiden satırlara yansıyanlar:

- Oyunculuk alanında sizi göreceğimiz yeni projeler nelerdir?

Yeni bir tiyatro oyunu var gündemimizde, bir sit-com'u oyun haline getirdik. Bu arada "Herkes mi aldatır?" filminde Ragıp Savaş'la oynadım. Filmde Canan ismindeki bir karakteri canlandırıyorum. Çok güzel bir çalışma oldu. Aldatırken ne kadar komik durumlara düştüğümüzü gösteriyor filmimiz. Yakın zamanda da bir dizi filmde rol alacağım ama proje henüz netleşmediği için adını söyleyemiyorum.

- Gördüğümüz kadarıyla komediyle başladı ve öyle de gidiyor…

Evet ama her komedinin içinde de bir dram var aslında. Ben de daha çok oynadığım komedilerin dram tarafını temsil ediyorum. Son filmimde de aldatılan kadın olarak yine komik ama dramatik bir halim var.

- Sonuçta belli projelerde yer alıyorsunuz. Peki sizin kalbinizde özellikle içinde olmak istediğiniz bir proje var mı?

Zihin özürlü çocukların sorunlarını konu edinen bir film olabilir. Asıl engellilerin onlar değil, eli, ayağı sağlam bizler olduğunu anlatabileceğimiz bir projede bulunmayı isterdim. Aslında sosyal sorumluluk içeren projelerde yer almaktan yana kalbim…

- Bir şeyler yazıyor musunuz?

Evet, ufak denemelerim var. Henüz bir yere varmış bir şey değil tabii. Zaten günümüzde herkes bir şeyler yazıyor. Yazmanın insanı geliştirdiğine, kişiye pek çok şey kattığına inanıyorum. Bunun bir yere varıp varmaması da önemli değil bence. Ben yazmaktan son derece mutluyum…

- Recep İvedik sizce doğru bir başlangıç mıydı?

Ayağıma çarpan çok güzel bir taştı. Sinemaya adım atar atmaz beni 4.5 milyon kişi izledi. Keşke bundan sonra da ayağıma çarpan her taş öyle olsa!

- Peki o 4.5 milyon kişi gerçekten hitap etmek istediğiniz izleyici miydi?

Elbette, olabilir mi öyle bir ayrım. Bir oyuncunun hedef kitlesi A, B, C diye ayrılabilir mi?

ZEYTİNYAĞLI BARBUNYA TARİFİ İÇİN TIKLAYIN

-İzleyicileri ayırmak için değil, Recep İvedik'i izleyen pek çok kişi aslında sinema seyircisi olmadığı halde, bu karakteri çok sevdiği için sinemaya gitti. Bundan sonraki izleyici kitlenizin içinde olmayabilirler diye soruyorum.

Olabilir ama bizim sayemizde o insanlar sinema izleyicisi oldular ve eminim bundan sonra da devam edecek. Biz Türkiye'de gişeyi yükselttik ve Recep İvedik'ten sonra da bu artış devam ediyor. Artık Türk filmleri daha çok izleniyor. Keşke bütün filmler böyle gişe yapsa! Ayrıca ben bir oyuncu olarak herkese hitap etmeliyim ve bundan sonra kesinlikle bir Recep İvedik seyircisiyim. Bu filmin üzerine kaç tane buna benzer film çıktı, kimse oturup bana "ben Recep İvedik'i izlemedim" demesin, bunu söyleyen insanların evinde filmin dvd'si var.

- Nerelisiniz?

Mersinliyim ben.

- O zaman yöresel yemeklerle de aranız iyidir?

Evet, mesela bizim oranın "Tantuni"sini çok severim. Ama ille de en sevdiğim şey dolmadır. Annem, anneannem harika yaparlar, ben de onlardan el almışım. Ailedeki bütün kadınlar mükemmel dolma pişirir, üstelik de kazanla ve ertesi güne hiçbir şey kalmaz.

LAZANYA TARİFİ İÇİN TIKLAYIN

- Hiç kazanlarla yemek yiyen bir insan gibi durmuyorsunuz, çok incesiniz!

Tam bir dolap faresiyim. Gece üçte kalkar, gözüm kapalı dolabın önünde bir şeyler atıştırır, sonra kaldığım yerden uykuma devam ederim. Ama ailede hiç kilolu yok zaten, genetik galiba. Bir de her şeye rağmen yediğime içtiğime dikkat ediyorum.

- Sizin için lezzet konusunda en keyifli yaramazlık nedir?

Nutella!!!! Kaşık kaşık yerim. Bazen eserler haftada iki kez kek yaparım, oturur onu da deli gibi yerim. - Peki ya misafir? Yemeklerimi paylaşabileceğim muhteşem dostlarım var. Çok güzel balık yaparım, harika masa hazırlarım. Mumundan servisine her şey dört dörtlük olur benim soframda; çok da özenirim.

- "Yemek yapan erkek" fikri kulağa nasıl geliyor?

Muhteşem geliyor. Ama yemeği yaptığı gibi toparlamayı da bilmeli, sofrayı da o kurmalı. Zaten öyle bir adam da yok, özel hayatımda da kimse yok! Dünya mutfaklarıyla aranız nasıl? Japon mutfağını, özellikle sushi'yi çok severim. Hatta arkadaşlarım benimle "annenin karnından sushi yiyerek mi dünyaya geldin?" diye dalga geçer. Ama gerçekten sushi benim damak tadıma çok uygun. Bak şu anda olsa yerim! Bir de Meksika tarzı acılı, baharatlı yemekleri severim.

- Favori restoranlarınız?

Vogue'de sushi yemeyi severim. El Torito'da Meksika mutfağı güzel olur. Gümüşsuyu'ndaki Topaz harikadır. Bir de Taksim'de Ciğerci Kemal Abi'nin yerine sık sık uğrarım. Gidince de mutlaka ocakbaşında oturum.

Mayıs 2010 Sayı:77 nolu dergimizde yayınlanmıştır

Sofra’da Bu Ay

  • Haftalık Örnek Menü Dengede 7 Gün 3’er Öğün
  • Dr. Ayça Kaya’dan Düşük Karbonhidratlı Beslenmede Altın Kurallar
  • Düşük Karbonhidratlı Tarifler
ve Daha Fazlası ...