Betül Arım: "Sadelik saadet getirir."
5 yıldır Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde "Yaşama Sanatı" dersi veren oyuncu Betül Arım "Yaşam, seçtiklerimizin toplamı" diyor...
Fotoğraf: Erkin Ön
Betül Arım, yılların deneyimli oyuncusu… Aslında onun bitmek bilmeyen enerjisi ekrandan da gayet net hissediliyor. Ama zannetmeyin ki bu sadece yapısal bir durum… Arım, beş yıldır Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde "yaşama sanatı" seminerleri veriyor. Ayrıca facebook'ta "Betül Arım'la Yaşam Sanatı" sayfasında da, son derece enteresan bilgiler paylaşıyor. Yani ruhsal olarak hem besliyor hem de besleniyor… Şirketlere, kurumlara, halka açık bu seminerler şimdilik üç büyük şehirde ama hiç şüphe yok ki yakında tüm Türkiye'yi kapsayacak. Çünkü Arım paylaşmaya, doğru bildiğini anlatmaya ve başkalarının hayatında sihirli dokunuşlar yaratmaya karşı büyük bir aşk duyuyor.
Yaşama sanatının ne olduğunu merak edenlere, Arım'ın sözleriyle konuyu özetleyelim: "Hayatımızın sorumluğunun ve gidişatının bizim elimizde olduğu, başımıza gelen iyi ve kötü olayları bizim yarattığımız gerçeği… Yaşama sanatını öğrenenler hem yaşama sevinci duyacak hem de artık kimseyi suçlamayacak!" Şimdi bu açıklama üzerine hepinizin kafasında pek çok soru işareti de oluşabilir. 'Yani iyi şeyler tamam da, kötü şeyleri niye seçelim?' diye…
O zaman gelin biraz daha kulak verelim Arım'a: "Hayat, insanların bana izin verdiğim biçimde davrandığını gösterdi. Siz neye izin verirseniz, karşınızdaki ona göre davranır. Yaşam, seçtiğim tercihlerin bir toplamıdır. Dostumuz da düşmanımız da biziz, bizi bizden başka engelleyen kimse yok. Sağlıklı ya da sağlıksız, paralı ya da parasız, mutlu ya da mutsuz olmak; her şeyi biz seçiyoruz. Burası bir oyun alanı. Oyunu nasıl oynayacağımızı biz seçiyoruz. Bize seçenekler ve yollar veriliyor. En iyisi kavga etmeyi bırakıp, hayatla dans etmek…" Elbette Betül Arım'ın oyuncu kimliğinden sıyrılıp bu tarafa nasıl geçtiğini merak ediyoruz. Aslında bu çok eskilere, Arım'ın Polyanna kitabını okuduğu 12 yaşına kadar uzanıyor… O yıllardan beri hayata hep olumlu bakmış Arım. Böyle davrandıkça da bunun kendisine çok iyi geldiğine inanmış. Hatta hiçbir şeyin kendisini mutsuz edemeyeceğini söyleyecek kadar da güveniyor düşünsel ve yaşamsal gücüne…
Kendisine "senin hiç mi sorunun yok, nasıl hep böyle mutlusun?" diyenlere ise tek bir şey söylüyor: "Hayat ve mutluluk, sorunsuz bir yaşam değil, sorunlarla baş edebilme sanatıdır. İkincisi, bana bu beden armağan olarak verildi. İnsan armağan alınca mutlu olur. Ben peşinen mutluyum. Oysa armağan bedava olduğu için, biz bunun değerini bilemiyoruz. Hepimiz organlardan oluşuyoruz. Tıpkı uzun evliliklerde olduğu gibi, bunu tamamen unutuyoruz. Çünkü organlarımız hep elimizin altında… Sevsem de olur sevmesem de, ilgilensem de olur ilgilenmesem de gözüyle bakılıyor. O hep orada durur zannediyoruz. Şuradan İzmit'e giderken bile arabamızın yağını suyunu kontrol ediyoruz ama vücudumuzun ihtiyaçları ile ilgilenmiyoruz."
İnsan doğasında hastalıklara yer olmadığını, korkularımız, endişelerimizle vücutlarımızda sorunlar yaratıp, hastalıklara bizim sebep olduğumuzu söyleyen Arım, kendi mucizesi olarak Himalaya tuzunu gösteriyor. Vücudumuzun yüzde 80'ninin su, yüzde 20'sinin de tuz olduğunu söyleyen Arım, pek çok faydası bulunan bu tuzu kullanmaya başladıktan sonra enerjisinin iki katına çıktığını, artık uykusuz kalabildiğini ve tansiyonunun düzeldiğini dile getiriyor. Bu arada Arım, Himalaya tuzunu o kadar çok anlatıyormuş ki, son dönemde herkes onun tuz işine girdiğini sanıyormuş. "Hemen söyleyeyim, ben ortak falan değilim, sadece bu öylesine etkili, o kadar faydalı ki, herkes bilsin istiyorum" diyor.
Her sabah tuzlu limonlu su
Betül Arım'ın beslenme alışkanlıklarının başında tuzlu su geliyor. Suyun çok önemli olduğunun altını çizen Arım, onun hücrelere ulaşması için bir iletkene ihtiyaç olduğunu, bu sebeple de doğadaki en iletken şey olan tuzdan faydalandığını söylüyor.
Güne mutlaka bir bardak sıcağa yakın ılık tuzlu, limonlu suyu yudumlayarak başlıyor. Rafine gıdalardan uzak duran Arım, tam buğday unu tercih ediyor. Bulgurun da onun beslenmesinde ayrı bir önemi var. İçecek olarak favorisi kefir, ayran, şalgam suyu ve taze meyve suları… Bütün yemeklerini günlük pişirdiğini söyleyen Arım'ın ikinci mucizesi ise düdüklü tenceresi: "Eve geliyorum, sebzemi buzluktan alıyorum, hemen atıyorum düdüklü tencereye; 5 dakikada hazır!"
Besinlerin günlük pişirilmesinin ve taze olarak tüketilmesinin önemine inanan sanatçı, buzdolabı dolu olduğunda midesinin bulandığını söyleyecek kadar da bu konuda titiz. Hatta "saadet sadelikle mümkündür" diyerek basit yaşamanın önemine dikkat çekiyor: "Lütfen evinizde 6 ay kadar kullanmadığınız ne varsa başkalarıyla paylaşın. Hem enerji tıkıyorsunuz hem de bunlar yüktür sizin için. Paylaşmanın güzelliğini yaşayın. Vermezseniz yenileri gelmez, evinizde yeniye alan açmalısınız!" Evde misafir ağırlarken fazla yemek yapmayan, hatta misafirleriyle birlikte mutfağa girip birlikte yemek hazırlayan Arım'ın en çok ilgi gören ikramları salataları…
Salatalarının içine nohut, yeşil mercimek, börülce gibi malzemeler katıp zenginleştiriyor… Her ne kadar çok fazla yemek yapmasa da, Arım'ın evinde pek çok yemek kitabı var ve bir gün vakti olduğunda oradaki tarifleri mutlaka uygulamak istediğini söylüyor. Bu arada oğlu oyuncu Mehmet Ali Alabora'nın kulaklarını da çınlatmadan edemiyor: "Benim oğlum çok meraklıdır yemeğe, buradan Afrika'ya bile yemek yemeye gidebilir. Ben onun gibi değilim." Hayatında sadelikten yana olan Arım, en sevdiği yemekler konusunda da oldukça mütevazı: Menemen ve semizotu…
Çorbalara zerdeçal koymak, lezzetle ilgili püf noktası… Haftada iki gün yoga ve pilates yapan, bunun kendisine çok yaradığını söyleyen Arım, haftada en az bir gün de ormanda yürümeye özen gösteriyor. Betül Arım'la yaşamla ilgili daha pek çok şey konuşup, yerimiz elverdiğince sizinle paylaşmaya çalıştık. Ama şu son sözü eklemeden de olmaz: "Yaşamda hiçbir şeyi sahiplenmeyin!" Hatta Arım bunu o kadar benimsiyor ki, her an her şeye yeniden başlayacak ve değiştirecek gücünün olduğunu söylüyor. Çocuklarına da arada bir takılmadan edemiyor: "Neyse ki siz iyi çıktınız, yoksa sizi de değiştirmek zorunda kalacaktım!"
Sofra’da Bu Ay
- 2025 Trendi Swicy Lezzetler
- Selin Kutucular'la Sofra'ya Özel
- Düşük Karbonhidrat Yüksek Lezzet Menüler