Murat Serezli: "Yeni tatlar peşindeyim!"
Ekranların renkli ve enerjik ismi Murat Serezli, son dönemde neredeyse vizyona giren bütün filmlerde karşımıza çıkıyor. 2011’in de kendisi için son derece hareketli geçeceğine inanan Serezli, bugünlerde bir de baba olmanın heyecanını taşıyor. Sempatik oyuncuyla hem yeni projeler hem de lezzet üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik…
Fotoğraflar:Erkin Ön
Murat Serezli, üst üste rol aldığı yapımlarla adından söz ettiriyor. En son Av Mevsimi ve Eyvah Eyvah 2'deki performansıyla dikkatleri üzerine çeken Serezli bugünlerde ise bambaşka bir heyecan yaşıyor. Kısa zaman önce Beste ve Bade ismindeki ikizlerini kucağına alan Serezli, hem mesleki hayatında hem de özel yaşantısında mutlu günler geçiriyor.
Bu sene içindeki planları arasında ise bir dizi filmde oynamak ve talk show ya da yarışma programı sunmak geliyor. Güler yüzü, bitmeyen enerjisi ve keyifli oyunculuğu ile Murat Serezli, reklam filmlerinin de en ilgi çekici yüzlerinden birisi… Her ne kadar dramalarda rol alsa da, komedinin kendisi için yerinin çok başka olduğunu söylüyor. Son üç yılda 9 sinema filminde oynayıp adeta bir rekora doğru koşan Serezli, yine keyifli projelerle izleyicilerinin karşısına gelmeye hazırlanıyor.
Bu arada Murat Serezli, oldukça zengin bir mesleki geçmişe sahip. Mimarlık okuyan Serezli, bu sırada bilgisayar programcılığı ve grafik ile uğraşmış. Daha sonra grafik animasyonu seçmiş ve 10 yıldan uzun süre üç boyutlu animasyon filmler çekmiş. Kendi şirketini kurmuş, tanıtım filmleri hazırlamış. Derken kendini kamera önünde bulmuş. Önce reklam oyunculuğu, ardından dizi filmler, sinema filmleri gelmiş. Anlayacağınız, Serezli'nin koltuğu karpuzlarla dolmuş taşmış durumda…
Aile yemeklerinin tadına doyulmuyor
Nevra-Metin Serezli çiftinin oğulları olan Murat Serezli, aile yemeklerinin tam bir sit-com havasında geçtiğini anlatıyor. Ayda bir annesinde ya da teyzesinde toplandıklarını söyleyen Serezli, tadına doyulmayan sohbetler yaşadıklarını anlatıyor. Bu arada annesinin yeni icat ettiği atraksiyonlu yemekler yaptığını da ekliyor. Yine de anne yemeği kavramı çoğu kişinin aksine onun için pek fazla şey ifade etmiyor: "Ben çocukken mutfağın otoritesi anneannemdi. Benim öyle fanatiği olduğum yemek yoktur. Güzel bir biftek, tavuk, dev gibi bir salata, patates püreli bir et; işte bunlar benim için ideal yemekler arasında. Çocukken de antin kuntin yemekleri pek sevmezdim, hala da öyleyim." Hatta size çok şaşırtıcı gelebilir ama Murat Serezli, öyle canının çektiği hiçbir yemek olmadığını söylüyor.
Her zaman canının isteyeceği tek şey ise çikolata. Öyle ki, iki gün çikolata yemese, mutlaka aradığını, çikolatanın hayattaki tek alışkanlığı olduğunu anlatıyor.Çok zorda kalmadıkça yemek yapmayan Serezli, bunun sebebinin ise her zaman etrafında kendine yemek pişirecek kadınlar olmasından kaynaklandığını belirtiyor. Ama kendisiyle ilgili iddiasına da değinmeden edemiyor: "Yalnız kalırsam önce birkaç gün dışardan yemek söyler ama daha sonra her şeyi yapabilirim. Hiçbir yemeği yapamayacağımı düşünmem. Elimin ayarı da son derece güzeldir." Murat Serezli, belli dönemlerde belli yiyeceklere taktığını ve onları çok iyi yaptığını anlatıyor. Mesela en son "Tiramisu" konusunda mesai harcamış. Hatta annesinin gününe bile tiramisu yaptığını, annesinin güne gelen arkadaşlarının kendini telefonla arayarak tebrik ettiğini belirtiyor. Doğrusu şu meşhur tiramisuyu biz de merak ediyoruz. Kimbilir belki bir başka sefere!..
Pırasaya dayanamıyor!
Tarifine bakıp her türlü tarifi uygulayabilen Serezli için karabiber, kekik ve biberiye olmazsa olmazlardan. Güzel bir penne arabiata, leziz bir pizza ya da iyi pişmiş somon; Serezli'nin sevdiği lezzetler pek çok... Ağzına sürmeyeceği tek şey ise pırasa. Hatta pırasaya karşı hislerinin nefret derecesinde olduğunu anlatıyor. Bu arada hayatının önceki dönemlerinde yemediği pek çok yemeğe ise artık yeni bir şans verdiğini, aradan geçen zamanda damak tadının değişeceğini düşünerek o yemekleri yeniden değerlendirdiğini söylüyor: "Yeni tatlar peşindeyim, hep aynı şeyleri yemekten sıkılıyorum. Ambargo koyduğum şeylere yeniden şans tanıyorum!" Aslında Murat Serezli, besin alışkanlıklarında seçimi beynine bıraktığını anlatıyor.
Öyle ki, bir ara çok spor yaptığında canının süt ve peynir çektiğini, bunun da kalsiyum ihtiyacından kaynaklandığını belirtiyor. İşte bu sebeple, buzdolabını açtığında beynine soruyor Serezli, "ne istiyorsun?" diye. Bu arada kadın ve erkekler arasındaki derin farka da dikkat çekiyor: "Erkekler güzel bir haber duyduğunda, takımları yendiğinde, hemen hemen her türlü olayda dopamin salgılar (bir çeşit keyif hormonu). Fakat kadınların bunun için dış uyarıcıya ihtiyacı var. Mesela çikolata ya da alışveriş gibi… Kadınlar mutluluk anlamında daha çok zorlanıyor.
FIRINDA MÜCVER TARİFİ İÇİN TIKLAYIN!
O yüzden zaten çikolataya çok düşkünler." Vücudunun isteklerini dikkate alan Serezli, eğer bedeninde bir şeyler eksilmişse mutlaka onu gidermeye çalışıyor. Bu arada sözkonusu olan dışarıda yemek olduğunda, Serezli için mekanın salaş ya da lüks olmasının hiç önemi yok. Kimlerle olduğu ve yanındakilerle paylaştığı anlar onun için herşeyden daha önemli… Murat Serezli ile sohbetimiz sürerken, fırından nefis bir mücver kokusu yükseliyordu. İtiraf etmeliyiz ki biz tadına baktık, çok sevdik; Serezli'nin tarifini sizlerle paylaşmayı da ihmal etmedik…
Mart 2011 Sayı:87 nolu dergimizde yayınlanmıştır.
Sofra’da Bu Ay
- Anneler Günü'ne ve Kurban Bayramı'na Özel Tarifler
- Kaan Yarman'la Tam Kararında Lezzetler
- Maria Ekmekçioğlu'ndan Girit Yemekleri