''Alkışlanacak yemek yapmayı seviyorum”

ESRA Akkaya'yı her ne kadar oyuncu olarak tanısak da, o son dönemde daha çok "iş kadını" kimliğiyle ön planda. Neden mi? Çünkü kısa bir süre önce hayata geçirdiği Sihirli Anahtar isimli oyuncu cast ajansında, birbirinden güzel projelerle en uygun oyuncuları bir araya getiriyor. Aslında artık mesleğin biraz daha farklı tarafından tutuyor diyebiliriz. Ama kendi adına da oyunculuktan kopmadığının altını çizmeyi ihmal etmiyor. Akkaya, ajansına kayıtlı 750 oyuncu olduğunu ve hepsinin de gerçekten oyuncu kökenli olmasının rahatlığını yaşadıklarını söylüyor. Bu arada herkes gibi onun da sektörle ilgili bir şikayeti var. Evet doğru tahmin ettiniz! Reytingler ve bu uğurda harcanan yapımlar: "Tüm dünyada reyting önemlidir ama bizde totale oynanıyor. Halbuki bir dizinin belli bir izleyici kitlesi olması ve her hafta istikrarı yakalaması da son derece önemli. Yani kanallar size bir diziyle ilgili reklam yapıyor, vaatlerde bulunuyor, siz de o diziyi izlemeye başlıyorsunuz. Sonra bir bakıyorsunuz ekrandan kalkmış. Bence bu seyirciye de büyük saygısızlık, oyuncuya da. Seyirci söz hakkını kullanmalı ki, sektör daha da iyileşsin."
Cast ajanslarında oyuncular için menajerlik hizmeti de sunduklarını söyleyen Akkaya, iyi bir menajerin, oyuncuya ait kariyer planlamasını yapabilmesi gerektiğini ve sektörel açıdan donanımlı olmasının şart olduğunu anlatıyor. Bu arada yakın zamanda faaliyetine başladıkları "mekan cast'ı"nın da şimdiden büyük ilgi gördüğünü belirtelim.
Pilavsız asla!
Esra Akkaya, tam bir karbonhidrat düşkünü. Hatta Beslenme Uzmanı Nil Şahin Gürhan kendisini frenlemese, 1500 kilo olabileceğini söylüyor muzipçe. En büyük zaafının pilav olduğunu, herhangi bir yemeğin yanında pilav yemeden doyamadığını itiraf ediyor.
Konu yemek yapmak olunca ise, iddialı laflardan hiç de kaçınmıyor: "Ben alkışlanacak yemek yapmayı severim. Bu nedenle de yaratım gerektiren lezzetleri daha çok tercih ediyorum. Önünde saygıyla eğilmeyi gerektiren yemekleri bırakalım annelerimiz yapsın!"
Üzerinde rahatça oynayabildiği, kendinden bir şeyler katabildiği, sonrasında da bolca alkış aldığı için, pasta-kek yapmaktan büyük zevk alıyor.
Esra Akkaya'nın mutfaktaki en büyük hayali ise, kol böreğine dair. Evet yanlış duymadınız; efendim hikaye şöyle: Akkaya'nın babaannesi çok güzel kol böreği yaparmış, hatta annesine bu konuda el vermiş. Kendisinin henüz o eli alamadığını fakat bu konuda umutlu olduğunu anlatıyor. Biraz daha uğraşırsa, kendisinin de nefis kol börekleri yapacağına inanıyor.
Konu kol böreğinden açılmışken, Akkaya'nın daha çocukluktan böyle zor yemeklere meraklı olduğunu belirtelim. Mesela daha çok küçük yaşlarda annesinin yanına oturup, zeytinyağlı yaprak sarmasını gayet kolayca sarabiliyormuş.
Hepimizin ailemizle paylaştığımız çok özel sofra anılarımız vardır ya, Akkaya'nın da öyle. Ama bu anılar içinde, bayram sabahları ailecek yapılan kahvaltıların yeri çok ayrı. Kahvaltıyı babasının hazırladığını ve sofrada herkesin damak tadı için mutlaka bir şeyler olduğunu söylüyor. Bu sofrada kendi favorisi ise, kaymakmış.

Esra Akkaya, doğma büyüme İstanbul Modalı. Hal böyle olunca da, Moda'nın her köşesinde sevdiği birinin olması kaçınılmaz! Mesela sabahları yolda babasına rastlayabiliyor ya da iş çıkışı evine giderken annesini bir lokantada yemek yerken görebiliyor. Bir de ailece 'gazoz gelenekleri' olduğunu söylüyor. Şöyle ki; babaannesinin evinde her zaman dolapta gazoz olurmuş ve herkes onun yanına gazoz içmeye uğrarmış. Sonra bu geleneği halası devam ettirmeye başlamış. Esra Akaya da, bazen yanında bir arkadaşı varken dahi halasına uğrar, en azından bir gazoz içip yüzünü görürmüş.

"Yemek sabır ister"
Akkaya'nın mutfakta sihrine en çok güvendiği malzemeler; krema, sarmısak ve baharatlar. Özellikle baharatlar doğru kullanıldığında, güzel olmayacak bir yemek düşünemediğini belirtiyor. Bir de yemek yaparken acele etmemek gerektiğini, güzel lezzetin biraz sabra ihtiyacı olduğunu vurguluyor: "Eğer vaktiniz yoksa o yemeği pişirmeyeceksiniz, daha basit bir şeyi tercih edeceksiniz!" diyerek de, bu konuya verdiği önemi gösteriyor.
Esra Akkaya'nın aslında mutfağa dair anlatacak çok fazla şeyi, hatta birbirinden farklı lezzetler yaratacak bilgi birikimi vardı ama malum vakit, büyük şehirlerde hepimizin en büyük sorunu. O yüzden de Sofra okurları için son derece pratik ama ana malzemesi nedeniyle de bir o kadar ilginç bir tarif hazırladı: "Çaylı kek"… Bu nefis keki ister çayın, ister kahvenin yanında misafirlerinize ikram etmek de size kalıyor…

Çaylı Kek tarifi için:
http://www.sofra.com.tr/Tarif/Kekler/2010/02/02/cayli_kek

Bakmadan Geçmeyin

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.